KRALIN ATININ ÖLDÜĞÜNÜ SÖYL(EYEM)EYEN VEZİR
Reklam
Dr. Mustafa Naci Yalçınkaya

Dr. Mustafa Naci Yalçınkaya

Köşe Yazısı

KRALIN ATININ ÖLDÜĞÜNÜ SÖYL(EYEM)EYEN VEZİR

28 Aralık 2018 - 17:05

Eski zamanlarda KRALIN birinin  çok sevdiği bir atı varmış. O atı o kadar çok severmiş ki sadece o atın bakımı için özel adamlar görevlendirmiş. Vezirine de demiş ki ***bu atıma hiçbir şey olmayacak. O kadar iyi bakacaksınız ki asla ölmeyecek. Yanılır da biriniz bana öldüğünü söylerse bilsin ki onunda KELLESİ gider. Başta vezir olmak üzere herkes atın sağlığını yakından takip eder olmuş. Aradan yıllar geçmiş. Her canlı gibi at hastalanmış ve ne yaptılarsa hayvanı iyileştirememişler. Hayvan ölmüş. Vezir durumu krala nasıl bildireceğini düşünmeye başlamış. Krala atınız öldü dese vezir  kellesinin gideceğini biliyor söylemese kral atım nerde derse ne yapacak. Vezir düşünmüş taşınmış sormuş soruşturmuş sonunda krala atının öldüğünü bildirmeye karar vermiş. Kralın huzuruna çıkmış. Kralla aralarında şöyle bir konuşma geçmiş;

-Kralım sizin atınız var ya,

-Eee var

-Sizin atınız ahırda yere yattı

-Tabi ki ahırda yatacak bunda ne var

-At ayaklarını uzattı ama toplamıyor

-Canı istediğinde toplar vezir,

-Gözlerini kapattı ama açmıyor

-Olsun belki uykudadır uyanınca açar

-Hiçte nefes almıyor

-Eeee vezir desene bizim “AT ÖLMÜŞ”

-Haşa kralım ben asla öyle bir şey demedim siz dediniz

Diyerek kralın azabından kurtulur.

Geçen hafta Uğur DÜNDAR’ın Halk TV’de yaptığı bir programda yaşı 80’e yaklaşmış usta sanatçımız Metin AKPINAR ve Müjdat Gezen’in konuşmaları ülke gündemimize damgayı vurdu. Gündem oluşturan konuşmaların benzerlerinin o programlarda sık sık tekrarlandığını   ve stüdyodaki seyircilerden de yoğun alkış aldığını biliyoruz. Özellikle ulusalcılık-kemalizm-laiklik-vesayetçilik-inançlara saygısızlık-darbe çığırtkanlıkları gibi konular stüdyodaki seyircilerden bol bol alkış alıyor.

Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in misafir olduğu programın gündem oluşturmasının nedeni; Metin AKPINAR’ın muhalif kimliği-sosyo-politik  konulara hakimiyeti, siyasi bilgisi ve sanatçı kişiliğinin milletin nazarında karşılığının olmasıdır.

Sn.Metin Akpınar’ın konuşmasını izlediğimde; ülkemizde  ciddi bir kutuplaşmanın var olduğu ve bundan kurtuluşun da demokrasi yoluyla olacağını anlatıyor. Ve konuşmanın devamında ise demokrasiyle çözüm üretilemediğinde  diktatörlerin nasıl alaşağı edildiğini anlatıyor. Diktatörün alaşağı edilme şekli olarak ta; ayağından asılabileceği, dehlizlerde zehirlenebileceği, hatta bilindik diktatörlerin alaşağı ediliş şeklinde de olabilir dedikten sonra da. Böyle durumda ise BİZE YAZIK OLURU ekliyor. Programın başka bir kısmında ise Rusya ile yakınlaşıp devrilmeyen tek liderin M.Kemal ATATÜRK olduğunu .Menderes’in Rusya’dan randevu aldı ihtilal oldu, S.Demirel yönünü  Kuzey’e çevirdi ihtilal oldu. “…Bakalım darısı kimin başına” diyor.

Yazımın başında atın öldüğünün tarif eden vezirin işine benzedi. Sn.M.Akpınar “Sn Cumhurbaşkanımızı kast ederek hiçbir söz söylemedim” demiş. Ama şahsen ben Sn.M.Akpınar konuşmalarından anladığım “ AT ÖLDÜ” diyor. Kimseye niyet okuyuculuğu yapamayız. Lakin benim gibi milyonların da anladığı “at öldü” dediğidir. Usta bir mizah sanatçısı olan Sn.M.Akpınar güldürürken düşündürmeyi yapabildiği gibi “AT ÖLDÜ” demeden atın öldüğünü bin bir şekilde ifade edebilir. Zaten o stüdyodakilerin çılgın alkışları da Sn:M.Akpınar’ın demek istediğini gayet güzel anlaşmışlar. Hepimiz gibi.

İşin yargı kısmına gelince. Herkes ama herkes yaptığından sorumludur. Bu iyide de böyle kötüde de böyle. Bir kişinin cinsiyeti, yaşı, mesleği-işi, makamı,toplumsal karşılığı vs onu sorumsuz kılmaz. İşin esası budur. Usulde yapılabilecek hatalar esası değiştirmez.

Son söz olarak; Ülkemizde marjinal bir çok düşüncenin varlığını hepimiz biliyoruz. Aşırı sağ düşünceden-aşırı sol uca, sosyalizmden komünizme, faşizmden ırkçılığa kadar değişik görüşler var. Marjinallik sınırlarını aşan bir akım daha var. Günümüzde ana motivasyonunu “Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ı devirmek” olan bir kitle. Demokrasinin gereği olan “Seçimle gelen seçimle gider” kuralının dışında BİR YOL arayanlar. Bu yollar; Bazen T.S.K’dan demokrasimizi kurtarmalarını beklerler, bazen DIŞ MÜDAHELELER ile el çektirilmesini isterler, bazen de  gezi kalkışması- 7 Şubat MİT krizi---17-25 Aralık yargı darbesi-henüz tam manasıyla güçlü bir üretim ekonomisine geçemeyişimiz nedeniyle ekonomik müdahaleler vs vs olup bu yolların en az birisi ile CUMHURBAŞKANMIZI devirmek isterler. Usta sanatçımız Metin AKPINAR’ın konuşmalarına stüdyodakilerin yoğun alkış yapması bunun en önemli göstergesidir.28.12.2018

YORUMLAR