Reklam

Emine Erdoğan: “Türkiye’nin bekası, ülke sınırlarını aşan, dünyanın tüm coğrafyalarındaki mazlumları ilgilendiren bir meseledir”

Emine Erdoğan, Balkan ve Rumeli Kadınları ile Buluşma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Zulümler karşısında tüm dünyada sesi en gür çıkan ülke Türkiye’dir. Türkiye bugün artık herkes için umut demektir. Ülkemiz, mazlumların, ırkçılığa, ayrımcılığa maruz kalanların tutunacak tek dalı konumundadır. Türkiye, dünyada insani muameleye hasret kalmış herkesin kalbinde bir ana vatandır” dedi.

Emine Erdoğan: “Türkiye’nin bekası, ülke sınırlarını aşan, dünyanın tüm coğrafyalarındaki mazlumları ilgilendiren bir meseledir”

Emine Erdoğan, Balkan ve Rumeli Kadınları ile Buluşma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Zulümler karşısında tüm dünyada sesi en gür çıkan ülke Türkiye’dir. Türkiye bugün artık herkes için umut demektir. Ülkemiz, mazlumların, ırkçılığa, ayrımcılığa maruz kalanların tutunacak tek dalı konumundadır. Türkiye, dünyada insani muameleye hasret kalmış herkesin kalbinde bir ana vatandır” dedi.

Emine Erdoğan: “Türkiye’nin bekası, ülke sınırlarını aşan, dünyanın tüm coğrafyalarındaki mazlumları ilgilendiren bir meseledir”
27 Mart 2019 - 19:11

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Balkan ve Rumeli Kadınları ile Buluşma Programı’na katıldı.

Zeytinburnu Çırpıcı Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen programda kadınlara hitap eden Emine Erdoğan, Balkanlar ve Rumeli’nin kadınlarıyla buluşmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.

 

 

“TÜRKİYE; ALTINDA BULUŞTUĞUMUZ, GÖLGESİNDE FERAHLADIĞIMIZ ULU BİR ÇINARDIR”

Emine Erdoğan, konuşmasında “Biz, uzaklık zannedilen farklılıkları, sevgi ve hoşgörü ile yakınlaştıran bir toplumuz. Bizim birlikte yaşama maharetimiz dünyada emsalsizdir. Biz, geniş bir coğrafyaya yayılmış, aynı ruhtan, aynı candan kardeşleriz. Etle tırnak gibi ayrılmaz bir bütünüz” dedi.

Balkan ve Rumelililerin ne göçmen ne de misafir olmadığını, Türkiye’nin onların kendi evleri olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, “Türkiye; altında buluştuğumuz, gölgesinde ferahladığımız ulu bir çınardır. Bu topraklar, hepimizin dünü ve bugünü olduğu kadar ortak geleceğidir” diye konuştu.

Üsküp’e, Ohri’ye, Selanik’e kendilerinin de özlem ve hasret duyduğunu sözlerine ekleyen Emine Erdoğan, ortak tarih ve geçmişin Türk milletini çevresindeki geniş coğrafyaya sımsıkı şekilde bağladığını, bu nedenle Kafkasya, Balkanlar ve Rumeli’nin Türkiye’nin gönül coğrafyası olduğunu söyledi.

“TÜRKİYE, DÜNYADA İNSANİ MUAMELEYE HASRET KALMIŞ HERKESİN KALBİNDE BİR ANA VATANDIR”

Türkiye’de farklı dinler ve etnik kökenlerin huzur içinde yaşadığını ancak dünyada faşist yaklaşımların hızla arttığına dikkati çeken Emine Erdoğan, şöyle konuştu: “En son Yeni Zelanda’da bunun çok kötü bir örneğini gördük. Ne yazık ki, çirkin bir ırkçılığın yükseldiği dönemlere şahitlik ediyoruz. Nefret kültürü, birçok toplumun huzuruna kastediyor. İnsanlığın gelecek umudunu esir alıyor. İşte tam da bu nedenle, farklı coğrafyalarda yaşayan soydaşlarımız, Müslüman kardeşlerimiz için biz güçlü olmalıyız. İstikrarlı bir ülke olmalıyız. Çünkü bildiğiniz gibi zulümler karşısında tüm dünyada sesi en gür çıkan ülke Türkiye’dir. Türkiye bugün artık herkes için umut demektir. Ülkemiz, mazlumların, ırkçılığa, ayrımcılığa maruz kalanların tutunacak tek dalı konumundadır. Türkiye, dünyada insani muameleye hasret kalmış herkesin kalbinde bir ana vatandır.”

Emine Erdoğan, Türkiye’nin bekasının sadece ülke sınırlarıyla ilgili bir mesele olmadığını anlatarak, “Türkiye'nin bekası, ülke sınırlarını aşan, dünyanın tüm coğrafyalarındaki mazlumları ilgilendiren bir meseledir” dedi.

“BİZİM TOPRAKLARIMIZDA NEFRET KÖK TUTMAZ”

Batı ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşlarının tehditlerden uzak olmasının da hükûmetin sorumluluğunda olduğunun altını çizen Emine Erdoğan, “Birbirimize her zamankinden daha sıkı kenetlenmeli ve tuğlası dayanışma, çimentosu sevgi olan bir güvenlik kozası örmeliyiz. Bütün mazlumlara umut olmalı. Bizler safları sıklaştırdıkça, Türkiye’nin bugün sığınılacak tek iyi niyet limanı olduğunu aklımızda tuttukça, eminim ki, önümüzde aşamayacağımız engel olmaz” ifadesini kullandı.

“Bizim topraklarımızda nefret kök tutmaz” diyen Emine Erdoğan, “Bizler herkesin kendi hayat tarzıyla baş başa bırakıldığı, vicdan hürriyetinin eksiksiz olarak herkese teslim edildiği bir imparatorluğun bakiyesiyiz. An itibariyle dünyanın birlikte yaşam reçetesiyle gelecek şifaya ihtiyacı var. Bu şifanın ben ancak bu topraklardan, kökleri bizim yüzyıllar öncesine dayanan medeniyetimizden çıkacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.

Emine Erdoğan, Türkiye’nin bulunduğu noktada Balkanlar ve Rumeli’den gelen soydaşların da katkısı ve emeği bulunduğuna dikkati çekerek, toplumsal değişim ve dönüşümün lokomotifi olan kadınların Türkiye’deki sevgi harcının oluşmasında büyük rolü bulunduğuna olan inancını dile getirdi.

Balkan ve Rumelili soydaşların türlü asimilasyonlara göğüs gerdiğini, kimliklerini korumak için büyük mücadeleler verdiğini, çokça fedakârlıklar gösterdiklerini anlatan Emine Erdoğan, “Kadınlar kültürün taşıyıcısı, medeniyeti ayakta tutan sütunlardır. Değerlerin ihya edilmesi ve kendi köklerini hatırlaması için sizlerin önemi tartışılmaz” dedi.

“BİZİ BİZ YAPAN ŞEYLER; MANEVİ DEĞERLER VE PEŞİNDEN GİTTİĞİMİZ GELENEKLERDİR”

Zengin kültürel geleneklerin yeni nesillere aktarılmasında kadınların özel bir becerisi bulunduğunu ifade eden Emine Erdoğan, kendisini dinleyen kadınlardan çocuklarına bir anne yemeğini, bir el işini, bir zanaatı en iyi şekilde öğretmelerini istedi.

“Kültür, gelenek, değer yoksa etten kemikten insanız. Bizi biz yapan şeyler manevi değerler, peşinden gittiğimiz geleneklerdir” ifadelerini kullanan Emine Erdoğan, Türkiye’nin farklı geleneklerin, farklı kültürlerin iç içe geçtiği, bir ebru gibi renklerin karışıp birbirinden ayrılmaz hale geldiği bir ülke olduğunu söyledi.

Emine Erdoğan, “Hepimizin ortak çabasıyla bu güzel birlikteliği koruyacak, birimiz eksik olmadan, geride kalmadan geleceğe doğru birlikte yol alacağız” diyerek konuşmasını tamamladı.

YORUMLAR