AYM-Yargıtay hattı!
Reklam
CÜNEYD  ALTIPARMAK

CÜNEYD ALTIPARMAK

AYM-Yargıtay hattı!

11 Kasım 2023 - 18:38

Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasındaki gerilimin perde arkasını net bir biçimde ortaya koymak, bu alandaki tartışmalara ışık tutar diye düşünüyorum. Sorunun kaynağı yorum farkında. Yargıtay ve AYM'den birini haklı görmek işin kolayına kaçmak olur.

Öncelikle bilinmesi gerekir ki, yüksek yargı kurumlarının kararları sonucu oluşan tartışmalar bize özgü değil. Örneğin The Gurdian'da Steven Sera imzası ile çıkan 5 Ekim 2023 tarihli yazı özetle şunu söylüyor: ABD yüksek mahkemesi meşruiyet kriziyle karşı karşıya, Amerikalılar arasında, 6-3'lük aşırı sağcı çoğunlukla oluşan mahkemenin yapısının geri dönülemez şekilde bozulduğuna dair bir algı var".

Yine geçtiğimiz ağustos ayında gündeme düşen Fransız Yargıtay'ının kararını hatırlayalım. İtalya'nın terörist olarak nitelendirdiği ve 30 yıl önce meydana gelen eylemler nedeniyle iadesini istediği 10 eski solcu militanın sınır dışı edilmesi talebini reddetmesi olayı. Bir önceki yerel mahkemenin insan hakları gerekçesiyle bu kişileri iade etmeme kararı Roma ve Paris arasında bir çatlağa yol açmıştı.

Konu AİHM olunca Yunanistan'ın, Batı Trakya Türklerinin dernek kurma haklarını kısıtlayan uygulaması nedeniyle verilen AİHM'in ihlal kararına dair tavrını da hatırlamak lazım.

Pek tabi bu örnekleri kararlar uygulanmamalı, yüksek mahkemelerin yorumları hep hatalıdır, yanlış yorum yapan hâkimler suçludur demek için söylemiyorum. Demek istediğim gerilimin ve tartışmanın hukukun doğasında var olduğu. Zaman zaman dozu kaçsa da bu tüm dünyanın gerçeği. Yargıtay-AYM hattında da durum aynı.

Öncelikle, Yargıtay'ın suç duyurusunda bulunmasının bir hukuki karşılığı olmadığını düşünenlerden olduğu ifade etmek isterim. Bu sadece bir "dikkat çekme" durumu. Bir mahkemenin çoğunluğu hakkında, belirttikleri görüş sebebiyle suç işlediklerini söylemek mümkün olamaz. Bunu yıllarını ceza hukukuna vermiş Yargıtay hâkimleri de çok iyi biliyor, eminim. Burada Yargıtay'ın AYM'ye "kendini adli yargı üzerinde" "süper temyiz mahkemesi" olarak görme serzenişi var. Olay bundan ibaret!

Gelelim AYM'nin yorumuna. AYM, Atalay'ın işlediği suçun Anayasa'nın 14. maddesi kapsamında olmadığını belirtiyor ve dolaysı ile kendisinin meclise gitmesine olanak sağlanması gerektiğini belirtiyor. AYM'nin temel dayanağı Can Atalay hakkında yürütülen devlet güvenliği aleyhine suçlar kapsamında olan Gezi Davası'nda isnat edilen ve Yargıtay'ca onanarak kesinleşen suçun Anayasanın 14. Maddesinde geçen "...Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler" çerçevesinde kalmadığını düşünmesi. AYM bu ibarenin, muğlak kaldığını söylüyor.

Oysa Anayasa da, AİHS de aynı mantıkla kaleme alınıyor. Bu gibi durumlarda bir suç tanımına, ismine yer verilmiyor. Burada davranış türü belirtilmekle yetiniliyor. Sebebi çok basit. Suçların süreç içerisinde çeşitlenmesi, değişebilmesi... Bundan yirmi yıl önceki terör suçları ile şimdikiler aynı mı? Bu ihtimalleri öngörerek bir Anayasa metni yazmak mümkün mü? Pek tabii ki değil!

Kaldı ki AYM'nin olaya bakışının hatalı olduğunu ortaya koyan iki durum var. Birincisi, Anayasa 76. maddede geçen "yüz kızartıcı suç" "devlet sırlarını açığa vurma", "terör eylemlerine katılma" gibi suçların da tadat edilmediği halde bir muğlaklık emaresine rastlanılmaması. İkincisi ise AYM'nin Anayasayı yapan yasama organının yorumuna bakarak karar vermesi gerektiğini göz ardı etmesi. Oysa bu konu 2001 değişikliğinde komisyonda konuşulmuş ve gerekçede tartışılmış.

Nitekim Gerekçede "Maddede geçen, 'eylem' ibaresi yerine 'faaliyet' ibaresi kullanılması, ayrıca maddeye 'Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler kanunla düzenlenir.' biçiminde bir fıkra ilave edilmesi" şeklinde bir ifade var. Anlamı şu: Anayasa 14. maddedeki durumların hak kullanmaya engel olması için faaliyetlerin suç olması şartı vardır...

Peki bir eylemin suç olduğuna kim karar verecek? AYM ve Yargıtay'dan hangisi? Terör kapsamında kaldığı açıkça belli olan bir eylemin AYM kararı ile bu kapsam dışına çıkarılması mümkün olabilir mi? Bu sorulara cevap verirsek sorunu çözmüş oluruz.

Bunun için çuvaldızı Yargıtay'a batıranların, gerçeği görmek için iğneyi de AYM'ye batırması gerekiyor!

YORUMLAR