Reklam

TAŞKÖMÜRÜNÜ BULAN UZUN MEHMET TÖRENLE ANILDI

TAŞKÖMÜRÜNÜ BULAN UZUN MEHMET TÖRENLE ANILDI

TAŞKÖMÜRÜNÜ BULAN UZUN MEHMET TÖRENLE ANILDI
21 Haziran 2025 - 20:01

21 Haziran Zonguldak’ın Kurtuluşu’nun 104’ncü yılı nedeniyle Valilik Alanı’nda düzenlenen törenin ardından Uzunmehmet Anıtı’nda Uzunmehmet’i Anma Günü töreni düzenlendi.
Törene Zonguldak Vali Yardımcısı Şenol Levent Elmacıoğlu, Zonguldak Belediye Başkan Vekili Dr. Atınç Kayınova, BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Muharrem Kiraz, TTK Genel Müdür Yardımcısı Ercan Gebeş, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Sekreteri Yener Arslanbuğa, GMİS Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir, Amelebirliği Başkanı Veli Köktürk, Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı, GMİS Merkez Şube Başkanı Aysel Yaman Kocabaş, CHP İl Başkanı Devrim Dural, GMİS’e bağlı şubelerin yöneticileri, siyasi partilerin temsilcileri, askeri erkan, daire müdürleri ve madenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende, TTK, GMİS, MMO ve Amelebirliği çelenkleri Uzunmehmet Anıtı’na konuldu.
ARSLANBUĞA; MÜCADELENİN ÖNCÜSÜ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Törende konuşan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Sekreteri Yener Arslanbuğa, “Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak çok uzun yıllardır yerli ve milli üretimden yana olduğumuzu, ülkemizdeki TTK ve MTA gibi tüm stratejik kamu kurum ve kuruluşlarının korunması gerektiğini İfade ediyor, mücadelesini veriyoruz. Türkiye’nin en kısa sürede kendi öz kaynağı olan taşkömürü üretimini artırması, ülkemizin dışa bağımlılığını mutlaka azaltması gerekiyor” dedi.
Hükümetin 600 bin kamu işçisine zam teklifiyle ilgili de konuşan Arslanbuğa, “Hükümetin, Kamu Çerçeve Protokolü için taleplerimiz doğrultusunda sosyal devlet ilkesi gereği emekçilerin geçim sıkıntılarını ortadan kaldıracak bir ücret için zam teklifini yenilemesini istiyoruz.
Bu taleplerle TÜRK-İŞ’in aldığı kararlar doğrultusunda mücadelenin öncü gücü olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Arslanbuğa şöyle konuştu;
“Bölgemizde taşkömürünün bulunuşunun 196’ncı yılında Uzun Mehmet’i ve tüm maden şehitlerimizi; Zonguldağımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yıldönümünde, başta büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, bağımsızlık mücadelemizde şehit düşenleri  sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum.
Mekanları cennet olsun.
MÜCADELELERİMİZİN NE KADAR HAKLI OLDUĞUNU TARİH GÖSTERDİ
Uzun Mehmet’in bölgemizde 1829 yılında taşkömürünü bulmasının, 1848 yılında ise üretimin başlamasının ardından Zonguldak Maden Havzamızda üretim yabancıların kontrolündeydi.
Kurtuluş Savaşımızla birlikte Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bölgemize sahip çıktılar.
1920’den itibaren yasal düzenlemeler yaparak yerli-yabancı tüm şirketleri denetim altına aldılar ve ülkemizin sanayileşmesine öncelik verdiler.
Ancak, özellikle 1990 sonrası uluslararası tekeller, üretim yerine tüketim ekonomisini dayattılar.
Zonguldak üretimden uzaklaştı, Türkiye ürettiğinden çok daha fazlasını tüketmeye başladı.
Bugün de yaşadığımız gibi ülkemiz ekonomik krizlerle boğuşur hale geldi.
Başta sendikamız ve maden işçileri olmak üzere, bölge halkımız ile birlikte yanlış politikalara karşı doğrularımızı her şart altında söyledik, mücadele verdik.
Bölgemizin ve ülkemizin özkaynaklarına, atalarımızın mirasına, işimize, aşımıza, geleceğimize sahip çıktık, her şart altında sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Bölge halkıyla birlikte verdiğimiz mücadelelerin ne kadar doğru ve haklı olduğunu tarih herkese göstermiştir.
Şimdi yerli ve milli kaynakları değerlendirmenin ne kadar önemli olduğu
herkesçe her fırsatta dile getiriliyor.
TTK, NORM KADRO VE KURULU KAPASİTESİYLE ÇALIŞMALI
Dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmeler, özellikle bölgemizde yaşanan Ukrayna-Rusya Savaşı, İsrail’in Gazze’de, Filistin’de katliama varan saldırıları, Suriye’deki gelişmeler ve son olarak İsrail-İran çatışması; dünya enerji ve maden kaynaklarının ne derecede stratejik olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Yerli ve milli üretim yapmanın, kendi öz kaynaklarımızı yine öz insan kaynaklarımızla ülkemiz ekonomisine ve sanayisine kazandırmanın kritik bir öneme sahip olduğunu artık herkes görüyor.
Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak çok uzun yıllardır yerli ve milli üretimden yana olduğumuzu, ülkemizdeki TTK ve MTA gibi tüm stratejik kamu kurum ve kuruluşlarının korunması gerektiğini İfade ediyor, mücadelesini veriyoruz.
Türkiye’nin en kısa sürede kendi öz kaynağı olan taşkömürü üretimini artırması,
ülkemizin dışa bağımlılığını mutlaka azaltması gerekiyor.
Kuruma son olarak 2 bin yeni maden işçisi alınsa da tecrübeli 2 bini aşkın madenci arkadaşımız emekliye ayrıldı.
Kurumun işçi açıkları büyüyor.
Biz madenciler, her şart altında fedakarca üretmeye devam ediyoruz.
Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak gerek işçi sağlığı ve iş güvenliği risklerinin ortadan kaldırılması, gerekse taşkömürü üretimini artırarak ülkemiz sanayisine ve ekonomisine daha çok katkı verilebilmesi için TTK’nın norm kadro ve kurulu kapasitesiyle çalışması gerektiğini her fırsatta ifade ediyoruz.
Bizler, daha iyi şartlarda, daha fazla üretebilmek için mücadelemizi sürdüreceğiz.
MÜCADELENİN ÖNCÜSÜ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda 31’inci Dönem,
Maden Tetkik arama Kurumu’nda 21’nci Dönem Toplu İş Sözleşmelerimizde grev kararı alma sürecindeyiz.
Hükümetin, 600 bin kamu işçisini ilgilendiren toplu iş sözleşmeleri için verdiği, ücretlere zam teklifinin kabul edilebilir yanı olmadığını, müzakere bile edilemeyeceğini söyledik. Ülkemizde yaşanan ekonomik krizin ve bölgemizde yaşanan çatışmaların sorumlusunun emekçiler olmadığını ve bedelini de emekçilerin ödemeyeceğini duyurduk.
Hükümetin, Kamu Çerçeve Protokolü için taleplerimiz doğrultusunda sosyal devlet ilkesi gereği emekçilerin geçim sıkıntılarını ortadan kaldıracak bir ücret için zam teklifini yenilemesini istiyoruz.
Bu taleplerle TÜRK-İŞ’in aldığı kararlar doğrultusunda mücadelenin öncü gücü olmaya devam edeceğiz.
Uzunmehmet’i ve maden şehitlerimizi bir kez daha saygı, şükran ve rahmetle anıyorum.
Hepinize tekrar sevgi ve saygılarımı sunuyor, teşekkür ediyorum.
 
KİRAZ; YERLİ ÜRETİMLE CARİ AÇIĞA OLUMLU KATKI SAĞLIYORUZ
TTK Genel Müdürü Muharrem Kiraz, “Özellikle koklaşabilir kömür üretimimizle, hem sanayimize yerli ve güvenli bir kaynak sunmakta hem de kömür ithalatını azaltarak ülkemizin cari açığına olumlu katkı sağlamaktayız” dedi.
Kiraz şöyle konuştu; “Bugün burada, bu topraklara alın terini, emeği ve umudu düşüren bir ismi, Uzun Mehmet'i anmak üzere bir araya geldik. 8 Kasım 1829'da Ereğli'nin Köseağzı köyünde Neyren Deresi yatağında taşkömürünü bulan Uzun Mehmet, sadece bir maden keşfetmemiş, milletimizin sanayileşme yolculuğunun da meşalesini yakmıştır. Onun attığı bu ilk adım, bir milletin kalkınma serüvenine dönüşerek şehrimizi ülkemizin ağır sanayi merkezi, emeğin başkenti yapmıştır.
177 yıl önce havza sınırlarımızın belirlenmesinden bu yana Zonguldak, sadece bir maden şehri değil, aynı zamanda Türkiye'nin enerji yükünü omuzlayan stratejik bir vilayet hâline gelmiştir. Özellikle Osmanlı'nın son dönemlerinde ve Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, taşkömürü ülkemizin sanayi hamlelerinin can damarı, demir-çelik üretiminin temel girdisi olmuştur.
Bugün demir-çelik sektörümüzün kalbinde yer alan KARDEMİR, ERDEMİR ve İSDEMİR gibi yüksek fırınlarda demir cevherinin çeliğe dönüşmesinde, taşkömürünün ve onun yerli üretimden gelen gücünün rolü büyüktür. Özellikle koklaşabilir kömür üretimimizle, hem sanayimize yerli ve güvenli bir kaynak sunmakta hem de kömür ithalatını azaltarak ülkemizin cari açığına olumlu katkı sağlamaktayız.
TAŞKÖMÜRÜNÜ EKONOMİMİZE KAZANDIRMAYA DEVAM EDİYORUZ
Kurumsal bilgi birikimimiz, deneyimli insan kaynağımız ve yeraltı madenciliğinde geliştirdiğimiz yöntemlerle, çevresel hassasiyetleri de gözeterek, ülkemizin stratejik taşkömürü rezervlerini ekonomimize kazandırmaya devam ediyoruz.
Kurumumuzun yarattığı katma değer, bölgesel kalkınma ve istihdam açısından da büyük önem taşımaktadır.
Bu anlamlı günde, taşkömürünü bularak bu yolculuğu başlatan Uzun Mehmet'i; havzanın bugüne ulaşmasında yerin altında ve üstünde alın teri döken tüm madencilerimizi, bölgemize alın teriyle değer katan herkesi minnet ve şükranla anıyor, ebediyete irtihal edenlere de Allah'tan rahmet diliyorum”.
KAYMAKÇI: TTK KAMUSAL BİR ANLAYIŞLA YENİDEN İNŞA EDİLMELİDİR
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı ise, “TTK yaşatılmalı, gerçek anlamda kamusal, şeffaf, bilimsel ve emekten yana bir anlayışla yeniden inşa edilmelidir” dedi.
Kaymakçı şöyle konuştu;
“Uzun Mehmet, Zonguldak'ın ve Türkiye'nin madencilik tarihine damgasını vuran sembol bir isim olmuştur. Zonguldak Havzası 1980’li yıllara kadar Türkiye’nin bir numaralı ağır sanayi bölgesi haline gelmiş, ülkemizin kalkınmasına yön vermiştir. Kurum ülkemizin tek taşkömürü üreticisi bir kamu iktisadi teşekkülü olarak uzun yıllar kendisine verilen görevi yerine getirmiş ancak 1980 yılından sonra uygulanan bilinçli politikalar sonucu zor durumlara düşürülmüştür. Bugün halkın alın teri ile kurulan bu kuruma sahip çıkılmıyor, TTK, bu önemli mirası taşıyamayacak kadar yıpratılmış, yalnız bırakılmış bir hale gelirken, kömürün zenginliği değil, yoksulluğu kalmış durumda. Emekçiler hâlâ ölümle burun buruna, hala işçi sağlığı ve işgüvenliği eksikliğinin kıskacında çalışıyorlar. Soma’dan Karadon’a, Amasra’dan Ermenek’e kadar yaşanan facialar, TTK’nin işlevsizleştirilen yapısını ve devletin bu alandaki sorumluluktan nasıl geri çekildiğini açıkça göstermektedir. Halk ithal kömüre mahkum ediliyor. Kurum, giderek özelleştirme baskısıyla karşı karşıya bırakılıyor.
TTK yaşatılmalı, gerçek anlamda kamusal, şeffaf, bilimsel ve emekten yana bir anlayışla yeniden inşa edilmelidir. Böyle giderse sadece TTK değil, bir halkın belleği, emeği, kimliği de yerin altında yok olacak, geçmişte yaşanılan güzel günler, tarih sayfalarında kalacaktır.
Kurum her yıl zarar ediyor ama bu zararın asıl nedeni ise çalışanlar değil kuşkusuz. Asıl neden, en başta siyasi iktidarın teknolojiden ve bilimden uzak anlayışı olmak üzere, yandaş atamalar, siyasi kadrolaşmalar ve yetersiz mevzuattan kaynaklanan uygulamalardır.
Bugün geldiğimiz noktada, Uzun Mehmet’in bulduğu kömür artık bu ülkeye aydınlık değil, karanlık getirmektedir. Ama biz bu karanlığa alışmayacağız, sesimizi yükselteceğiz, izin vermeyeceğiz. Emekten, kamudan, halktan yana bir mücadeleyi büyüterek sürdüreceğiz”.
Tören şiirlerin okunmasıyla sona erdi.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum