Reklam

İşten çıkarılmalar tamamen yasaklanmalıdır

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu bir basın açıklaması yaparak, Koronavirüs salgını önlemleri kapsamında Meclis’e gelecek bir torba yasa tasarısı ile işten çıkarmaların 3 ay süreyle yasaklanmasını da içeren düzenlemenin yetersiz olduğu belirtti.

İşten çıkarılmalar tamamen yasaklanmalıdır

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu bir basın açıklaması yaparak, Koronavirüs salgını önlemleri kapsamında Meclis’e gelecek bir torba yasa tasarısı ile işten çıkarmaların 3 ay süreyle yasaklanmasını da içeren düzenlemenin yetersiz olduğu belirtti.

İşten çıkarılmalar tamamen yasaklanmalıdır
10 Nisan 2020 - 15:41

Açıklamada, “Öncelikle işten çıkarmayı yasaklayan bu düzenlemenin bu kısmını doğru bulduğumuzu belirtmek isteriz. Ancak taslak diğer yönleri itibari ile yetersiz ve işçiyi tam olarak korumaktan uzaktır. İşten çıkarmalar tamamen yasaklanmalıdır. Ücretsiz izin meşrulaştırılmamalıdır. Ücretsiz izindeki işçi sefalete mahkum edilmemelidir” denildi.
Açıklama şöyle;
“Sendikalar ile paylaşılmadan kamuoyuna açıklanan ve kamuoyuna yansıdığı kadarıyla bilgilendiğimiz kanun taslağı 4857 sayılı İş Kanunu’na geçici bir madde eklenmesini öngörüyor ve İş Kanunu kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin iş sözleşmesinin üç ay süreyle feshedilemeyeceğini düzenliyor. Fesih yasağının olduğu durumlarda işverene işçiyi ücretsiz izne ayırma yetkisi veriliyor.  Öncelikle işten çıkarmayı yasaklayan bu düzenlemenin bu kısmını doğru bulduğumuzu belirtmek isteriz. Ancak taslak diğer yönleri itibari ile yetersiz ve işçiyi tam olarak korumaktan uzaktır.
Yasa taslağına göre fesih yasağı uygulanan hallerde işveren işçiyi ücretsiz izne ayırabilecektir.  Yasa taslağı işçileri ücretsiz izne mahkûm etmektedir. Ücretsiz izin uygulaması meşrulaştırılmamalıdır. Taslak ile ücretsiz izin meşrulaştırılmakta ve devlet, ücretsiz izne çıkarılan işçiye her gün için 39,24 Türk Lirası nakdi ücret desteği vermektedir. Yasa taslağı ile İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işçiye daha az ödeme yapmanın önü açılmıştır.
Zira devletin fon üzerinden ücretsiz izne çıkarılan işçiye ödeyeceği ücret çok düşük olup geçim şartlarını karşılamaya yetmemektedir. Oysa ki İşsizlik Sigortası Fonu’nda yeterli kaynak vardır. İşsizlik Sigortası Fonu işçilerindir. İşveren tarafından ücretsiz izne çıkarılan işçilere devlet bu fon üzerinden bu işçilere daha yüksek ücret ödemelidir.
Devletin ücretsiz izne çıkartılanlara vereceği nakdi ücret desteği, işçilerin geçim şartlarını karşılamamaktadır. Taslak ile ücretsiz izne çıkarılan işçilere normal şartlarda hak edecekleri işsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneğinden çok daha düşük ödeme yapılmasının önü açılmıştır. Güçsüz durumda olan işçi daha da güşsüzleştirilecektir. Bu kabul edilemez niteliktedir.  Zira kısa çalışma ödenekleri daha fazladır. İşverenin öncelikle kısa çalışma talebinde bulunması ve çalışmayan işçiye kısa çalışma ödeneği ödenmesi hedeflenmelidir. Kısa çalışma, işyerinde faaliyetin tamamen durması ve işçinin işe gitmemesi, ücretinin yaklaşık yüzde altmışını kısa çalışma ödeneği adı altında İŞKUR'dan alması anlamına gelmektedir. Oysa yasa ile işverene kısa çalışma talebinde bulunmadan doğrudan işçileri ücretsiz izne ayırma yetkisi verilmekte ve bu işçilerin fondan günlük 39,24 TL alması durumu oluşmaktadır. Bu rakam ise kısa çalışma ödeneğinden daha düşük olacaktır.
 
Taslak ile COVİD-19 salgın hastalık neticesinde kamu yararının gerektirmesi nedeniyle üç ay süreyle İş Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrasının ikinci bendinde gösterilen sebepler dışında işçilerin iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilemeyeceği öngörülmüştür. İş Kanunu madde 25/1-II’de yer alan ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzeri nedenler hariç her türlü işten çıkarma yasaklanıyor. Taslakla 3 ay süre ile işçi çıkartma yasağı getirilmiştir. Ancak İş Kanunu'nun 25. maddesinin 2. fıkrasında yer alan 'işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı' nedeniyle yapılacak fesihler kapsam dışında tutulmuştur. Bu 3 aylık sürede işveren işçiye ücretsiz izin kullandırabilecektir. Kanaatimize göre bu salgın sürecinde İş Kanunu'nun 25/2 maddesi de işletilmemelidir. Koronavirüs koşulları bitinceye kadar işveren hangi gerekçe ile olursa olsun işçiyi işten çıkarmamalıdır. Haklı nedenle işten çıkarma maddesi uygulanırsa işçi mevcut şartlarda dava açamayacağı gibi İşsizlik Sigortası hükümlerinden de yararlanamayacaktır.Bu da işçiyi mağdur edecektir.
İşten çıkarmanın yasaklanmasını önemli buluyoruz ama taslak metninde eksiklikler olduğunu da belirtiyoruz. Taslak metni tam anlamıyla işçiyi korumaktan uzaktır. Yasa taslağı işçileri ücretsiz izne mahkûm etmiştir.
Ücretsiz izni meşrulaştırmayı ve işçilerin daha düşük ücret almasını öngören bu düzenleme asla kabul edilemez.
Toplu iş sözleşmesi yetki tespiti işlemlerinin durdurulması kabul edilemez.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca oluşturulan Koronavirüs tedbirleri hakkındaki yazı ile Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi kanununun 42. maddesi gereğince Çalışma Genel Müdürlüğü ve Görevli Makam tarafından yürütülen yetki tespiti iş ve işlemleri geçici süreyle durdurulmuştur. Bu durum örgütlenme sürecini yavaşlatacağından kabul edilebilir olmadığını da belirtmek isteriz.”
 

YORUMLAR