ANKARA-BHA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuşuyor. Sözlerine TBMM Başkanlığına 2. kez seçilen Numan Kurtulmuş'u tebrik ederek başlayan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle:
"Burada samimi bir üzüntümü de sizlerle paylaşmak istiyorum. 86 milyonun siyasi farklılıklarını, anlaşmazlıklarını ve küskünlüklerini bir yana bırakıp muhabbetle kucaklaştığı ve helalleştiği bayram günlerinde Türkiye'nin ana muhalefet partisinin kendisini milletten ayrıştırması, bu mübarek günlerin ruhuna uygun olmayan bir davranıştır.
İstanbul'a çöreklenmiş bir avuç haraminin güdümünde bir türlü buradan çıkamayan ana muhalefetin durumu, bakınız esefle söylüyorum, demokrasimize de Türk siyasetine de asla yakışmamaktadır. Şayet bir düşman hukukundan bahsedilecekse asıl düşman hukuku budur. Bayramlarda dahi gerilimi, kavgayı, kutuplaşmayı körüklemeyi vahim bir hata olarak görüyoruz. Şunun bir defa iyi anlaşılması gerekiyor; toplumdan ayrışarak siyaset yapılmaz. Yapılsa dahi bu siyaset tarzından ülkeye ve millete hiçbir hayır gelmez.
"Türkiye'nin kronikleşmiş muhalefet açığı giderek derinleşiyor"
Ana muhalefet partisi yönetimi, uyarı levhalarına dikkat edip kendilerine çeki düzen vermek yerine maalesef içine sürüklendikleri anaforda daha fazla dibe batıyor. Arpalığa çevirdikleri belediyelerin kaynaklarıyla semirenler, ana muhalefeti yolsuzluklarına canlı kalkan yaparak Türk siyasetini de enfekte ediyor. Türkiye'nin kronikleşmiş muhalefet açığı giderek derinleşiyor. Siyasi rakibimiz de olsa biz bu tabloyu doğru bulmuyoruz. Sayın Özel ve CHP yönetiminin yanlışta ısrar etmekten bir an önce vazgeçip etkin pişmanlıktan faydalanması gerektiğine inanıyoruz.
Evet. Bunun vakti çoktan gelmiştir. Sadece CHP'nin değil, Türk demokrasisinin de buna ihtiyacı vardır. Affınıza sığınarak söylüyorum; Türkiye gibi büyük bir ülkenin ana muhalefet partisinin aylardır kim kimin yüzüne tükürecek tartışmasıyla meşgul olmasını biz ülkemiz adına utanç verici buluyoruz.
Karşımızdaki manzara tam olarak şöyledir: Biri çıkıp diğerine "Çaldın" diyor, diğeri "Sen daha büyük çaldın" diyor. Yabancı istihbarat örgütlerinin oyuncağı olmuş tetikçilere kasetler el altından servis ediliyor. Şaibe iddialarına bizzat kendi arkadaşları tarafından her gün yenileri ekleniyor. Daha 2 yıl öncesine kadar yere göğe sığdıramadıkları cumhurbaşkanı adaylarına en ağır hakaretler ve tehditler savruluyor. Ya Allah aşkına, böyle bir siyasi parti olur mu? Türkiye'nin ana muhalefet partisini mi yoksa entrikalarla ve ihanetlerle dolu bir pembe dizi mi seyrediyoruz, inanın biz de karıştırır olduk. O kadar acınası bir durumdalar ki şecaat arz ederken sirkatlerini itiraf etmeye başladılar.
Dün Sayın Özel çıkmış, mazot şişesi üzerinden çeşitli hesaplar yapıyor. Doğrusu ben petrol istasyonu yönettiğini bilmiyordum, eczacı olduğunu biliyordum. Aslında selefi hesap uzmanı olması dolayısıyla bu konularda biraz daha maharetliydi. Hoş, onun da sesi soluğu artık çıkmaz oldu. Ancak Sayın Özel'in temel matematik bilgisinin tıpkı siyasetçiliği gibi pek iç açıcı olmadığı anlaşılıyor.
"Asgari ücret alan bir vatandaşımız arabasının deposunu ayda 10 kez doldurabiliyor"
Madem hesap makinası yerine mazot bidonuyla gezmeye başladı, biz de buradan Sayın Özel'e kısa bir mazot hesabı yapalım. Şimdi bakınız değerli kardeşlerim, göreve geldiğimizde asgari ücret 184 liraydı. Bununla sadece 170 litre mazot alınabiliyordu. Yani asgari ücretle çalışan bir kardeşimiz şayet bir arabası varsa bir aylık geliriyle deposunu dört kez fulleyebiliyordu.
Biz bunu 2015 yılında 290 litreye çıkardık. Bugün ise asgari ücretle tam 445 litre mazot alınabiliyor. Asgari ücret alan bir vatandaşımız arabasının deposunu ayda 10 kez doldurabiliyor. Aynı oranlar dolar bazında yapılacak karşılaştırmada da geçerlidir.
"Hayat pahalılığı kaynaklı her türlü sıkıntının farkındayız"
Her alanda olduğu gibi asgari ücretin alım gücünde de 2002'ye kıyasla ciddi bir iyileşme söz konusu. Ama bu, her şey güllük gülistanlık demek elbette değildir. Hayat pahalılığı kaynaklı her türlü sıkıntının farkındayız. Buna çözüm bulmak için başarılı bir ekonomik program uyguluyoruz. Enflasyonla mücadelede mevzi kazandıkça inşallah 86 milyonun tamamının refahını, alım gücünü ve hayat standardını daha da yükselteceğiz.
Üretim ekonomimizin lokomotifi olan sanayici, yatırımcı ve ihracatçılarımızı çeşitli teşvik paketleriyle destekliyoruz. Merkez Bankamız, asgari 1 milyar Türk lirası tutarındaki orta yüksek ve yüksek teknolojili yatırımlara 2 yıl ana para ödemesiz, azami 10 yıl vade ve azami 10 milyar Türk Lirası tutarında yatırım taahhütlü avans kredisi kullandırıyor. Şimdi yeni bir adım daha atıyoruz. Program büyüklüğünü, burası çok önemli, 300 milyar liradan yüzde 70 artışla toplam 500 milyar liraya çıkartıyoruz. Cari açığın kapanmasına ve fiyat istikrarına katkı sunan yatırımlara inşallah daha güçlü destek olacağız. Hayırlı uğurlu olsun diyorum.
"Sayın Özel'e tavsiyem; kendini fazla yormasın"
Biz hükümet olarak her alanda olduğu gibi ekonomide de ne yaptığımızı ve nasıl netice alacağımızı gayet iyi biliyoruz. Burada dingil kırmış kamyon şoförü misali ne yapacağını bilemeyen yalnızca CHP Genel Başkanı Sayın Özel'dir. Sayın Özel'e tavsiyem; kendini fazla yormasın, çok fazla hırpalamasın. Dış politika ve ekonomi gibi acemisi olduğu konularda kürsüden atıp tutmak yerine çok iyi bildiği meselelerden bahsetsin. Mesela, toplanmayan çöplerden, yanan otobüslerden, çalışmayan merdivenlerden, ödenmeyen Sosyal Güvenlik Kurumu borçlarından bahsetsin. Mesela, kapı dışarı edilen işçilerden, hısım akraba çiftliğine çevirdikleri için iflasın eşiğine getirdikleri belediyelerden bahsetsin. Mesela, şişirilmiş konser faturalarıyla soyulan beytülmaldan bahsetsin. Şayet yüreği yetiyorsa çıksın İstanbul'un yağmalanan kaynaklarından bahsetsin. Alınan rüşvetlerden, kesilen haraçlardan bahsetsin. Milletten topladıkları paralarla besledikleri trol ordularından bahsetsin.
"Ülkenin ve dünyanın sıcak gündeminden kopan bir parti milli konularda inisiyatif alamaz"
Yıllarca şeffaflık diyerek mangalda kül bırakmazken kameralara bant çekerek neyi saklamaya çalıştıklarından bahsetsin. Değilse yaptığı her konuşma gündemi saptırmaktan ibaret kalacaktır. Sayın Özel'in patronaj ilişkisinden kendisini ve partisini kurtarmasını ve en kısa zamanda Türkiye'nin gerçek meselelerine geri dönmesini ümit ediyoruz. Bunu yapması hem kendi ruh sağlığı için hem partisi için hem de CHP'ye oy veren milyonlarca vatandaşımız için fevkalade yararlı olacaktır. Çünkü kendi problemlerini çözemeyenlerin Türkiye'nin sorunlarına çözüm bulmaları da mümkün değildir. Ülkenin ve dünyanın sıcak gündeminden kopan bir parti, dış politika ve güvenlik başta olmak üzere milli konularda inisiyatif alamaz."
YORUMLAR