Çaycuma Belediyesinin şubat ayı Belediye Meclisi toplantısı yapıldı. Belediye Meclisi Üyelerinin eksiksiz olarak hazır bulunduğu toplantıya belediye daire amirleri de katıldı. Belediye Başkanı Bülent Kantarcı ay içinde yapılan faaliyetler hakkında meclis üyelerine yaptığı bilgilendirme sunumuna son zamanlarda üst üste yaşanan felaketler nedeniyle tüm ulusa baş sağlığı dileyerek başladı. Ağırlıklı olarak kurulması planlanan Estetik Komisyonu müzakereleriyle geçen toplantıda Başkan Kantarcı önemli açıklamalarda da bulundu. Kantarcı, açıklamaları sırasında, parsel bazında imar tadilatlarını çok zorunlu olmadıkça gündeme almadıkları için, başka belediye meclislerine göre çok daha az gündemli toplantılar yaptıklarını, bu nedenle Çaycuma Belediye Meclisinin yükünün diğerlerine göre çok daha az olduğunu da dile getirdi. Uzun müzakerelere neden olan Estetik Komisyonu ile ilgili karar, daha geniş şekilde tartışılıp en geniş mutabakatın sağlanabilmesini için bir sonraki toplantıya bırakıldı.

KOMİSYON İMAR SORUNLARINA BU ŞEHRİN DOKUSUNA UYGUN ÇÖZÜMLER ÜRETECEK
İmar İşleri Komisyonu tarafından yönetmeliği hazırlanarak meclis gündemine sunulan Estetik Komisyonu ile ilgili açıklamalarda bulunan Başka Kantarcı, “Bu komisyon, İmar Kanunu ve yönetmeliklerle tam olarak tanımlanmayan, plan notlarının açıklamaya yetmediği konularda yaşanılan itilafları çözmeye çalışacak. Adı konmamış, flu kalmış gri alanlardaki sorunlara bu şehrin dokusuna uygun çözümler üretecek. Kanunla cephe, gibi çatı, renk gibi belediyece belirlenmesi istenen konularda kararlar verecek. Kanun belediyece diyor. Ben de soruyorum, belediyece denerek kat edilen kim? Başkan mı? Meclis mi? Her biri mimar gibi, şehir plancısı gibi, inşaat mühendisi gibi ihtisas sahibi üyelerden oluşan bu kurul belediye olarak bunlara karar verecek. Kent estetiği ile icap eden konularda kurula başvurularak çözüm üretmesi istenecek” dedi.

BELEDİYEMİZİN AHENGİNİ BOZMAK İSTİYORLAR
Meclis toplantısında, Yol Hizmetlerine Katılım Payları konusunda da açıklamalarda bulunan Başkan Kantarcı, “Çaycuma halkına bu vesile ile teşekkür ediyorum. Vatandaşlarımız yol katılım paylarını ödemek için adeta birbiriyle yarışıyor. Hatta her gün yanına gelen bir iki vatandaş, ‘Erken ödeme zamanını kaçırmışım. Yardımcı olun da indirimli ödeyerek borcumu kapatayım’ diyor. AK Partili bazı Belediye Meclis Üyelerimizin tereddüdünü göreve yeni başlamış olmalarının titizliği olarak görüyorum. Kendini başka olaylarda da kanıtlamış sınırlı sayıda bazı kişiler ortalığı karıştırmak için yaptığı şeyler sizi tereddüde sevk etti. Onların yapmak istedikleri de zaten bizim ahengimizi bozmak” dedi.

ÇAYCUMA’DAKİ BARIŞI, HUZURU BOZMAYA BU ZAMAN KADAR KİMSENİN GÜCÜ YETMEDİ
Çaycuma Belediyesinin hep doğru şeyler yapmaya çalıştığını da söyleyen Kantarcı, sözlerini, “Yaptığımız asla yanlış bir şey yok. Elbette hiç kimse cebinden para çıkmasından hoşlanmaz. Ama yaptığımız sosyal adalete son derece uygun bir uygulama. Çaycuma halkı da büyük kadirşinaslık göstererek bunun karşılığını verdi. Önümüzdeki günlerde bu uygulamanın değişik versiyonlarını hükümet de önümüze koyacak. Yeni yerel yönetimler yasa taslağı tartışılıyor. Yeni yeni vergilerin geleceği söyleniyor. Trafik sigorta poliçelerinden yol hizmetleriyle ilgili bir pay alınması düşünülüyor mesela. Biz de Çaycuma’nın geleceği için yatırım yapıyoruz. Verdiğimiz her hizmeti kimseyi kayırmadan herkese eşit olarak yapmaya çalışıyoruz. Çaycuma halkı belediyemizin kasasına giren her kuruşun doğru yere harcanacağını biliyor. Onun için Çaycuma’daki barışı huzuru bozmaya bu zamana kadar kimsenin gücü yetmedi. Bundan sonra da yetmeyecek” ifadeleriyle sürdürdü.

BELEDİYENİN KARŞISINDAKİ HAMAMI KAMULAŞTIRIYORUZ
İmar uygulamalarının Türkiye’de çok kötü şekilde yapıldığını da söyleyen Kantarcı, “Cumhurbaşkanımız bile “Biz İstanbul’u perişan ettik, mahvettik’ dedi. Biz iyi şehirler yapamadık. Milyonluk şehirler kurmuşuz ama içinde yaşanmaz halde. Biz bu hatalara düşmemeye çalışıyoruz. Yaşadığımız kentin estetik görünümü çok daha güzel, daha yaşanabilir, daha huzurlu olmasını istiyoruz. Bu illa bir maliyet getirecek, insanlara bir şey dayatılacak anlamına gelmez. Kentimizin dokusunu, ruhunu korumamız gerekiyor. Mesela, şimdiki 75. Yıl Camisinin olduğu yerdeki eski kent dokusunu koruyabilseydik, ülkenin her yanından insan buraya gezmeye gelirdi. Şimdi tek tük bina kaldı. Onları olsun koruyalım. Her şey rant değil. Bu vesileyle de şunu duyurayım. Belediyenin tam karşısındaki Roma Hamamını kamulaştırma kararı aldık. Çaycuma’ya bir ruh kazandırarak kimliğini korumak istiyoruz. Tek amacımız bu. Tarihi yapılarımız var, yanına beş katlı ruhsuz, kimliksiz bina dikiliyor. Sonuçta da ortaya çok kötü bir şehir çıkıyor” dedi.

BİZDEKİ KAMU BİNALARININ HİÇBİRİNİN MİMARİ DEĞERİ YOK
Yalnızca evlerin içinin güzel olmasının yetmeyeceğini, memleketin topyekun güzel gerektiğini söyleyen Kantarcı, konuşmasını, “Düzenli bir şehir olma yolunda pek çok sorunu aştık. Şimdi sıra kent siluetini ‘güzel şehirler’ dediğimiz yerler gibi yapmaya geldi. Bir memleketin büyük kamu binalarının mimari değeri olan estetik binalardan oluşması lazım. Bizdeki kamu binalarının hiçbirinin mimari değeri yok. Kalıcı olmaları mümkün değil. Gün gelecek bunların hepsi yıkılarak yerine başka yapılar yapılacak. Yurtdışına gittiğinizde yabancı dil bilmenize gerek kalmadan kamu binalarını tanıyabiliyorsunuz. Avrupa’da bir şehre gidin, adliye binasını gördüğünüzde hemen tanıyorsunuz. O bina konuşuyor, adliye binası olduğunu söylüyor. Diğeri ‘Ben emniyet müdürlüğü binasıyım, ben parlamento binasıyım’ diyor. Bizdeyse birbirine benzemeyen, hiçbir dili ve rengi olmayan ruhsuz binalar her yerden yükseliyor. Bunları önlememiz lazım” diyerek tamamladı.