Reklam

Büyükşehirlerin yükünü azaltacağız

Büyükşehirlerin yükünü azaltacağız

Büyükşehirlerin yükünü azaltacağız
22 Ocak 2023 - 10:52

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bir dizi ziyaret için İzmir'e geldi. 30 Ekim 2020 depreminde yıkılan ve yerinde dönüşümle Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nca (TOKİ) yeniden inşa edilen deprem konutlarında incelemelerde bulunan Kurum, depremzede vatandaşlarla bir araya geldi. Bakan Kurum, inceleme ve ziyaretlerinin ardından Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) “Türkiye Yüzyılında Şehirleri Fark Et, İnşa Et” ana temalı Türkiye İstişare Toplantısı’na katıldı.

Bakan Kurum, buradaki konuşmasında, MÜSİAD’ın Türkiye’nin en büyük meslek ve sivil toplum kuruluşlarından biri olduğunu belirterek, “MÜSİAD’ımız kurulduğu günden bu yana, insani hedefleriyle çağının çok ötesine hitap etmiş, ülkemizin sosyo-ekonomik hayatına yeni bir soluk getirmiştir. Bugün; yurt içi ve yurt dışında en yaygın küresel sivil toplum ağına sahip olan MÜSİAD’ımız; bölgesinde etkin, dünyada saygın, müreffeh bir Türkiye için var gücüyle çalışıyor. Biz de yaptığı her hayırlı ve güzel işlerinde MÜSİAD’ımızın yanında oluyoruz.” şeklinde konuştu.

“Son yıllarda kuraklık ciddi seviyede artmaya başladı. Son yılların en sıcak günlerini yaşıyoruz”

Bakan Kurum, dünyanın her geçen gün hızlı bir şekilde değişip dönüştüğüne vurgu yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özellikle son yıllarda karşılaştığımız iklim krizi, küresel sorunlar ve ekonomik buhranlar; bizlere benimsediğimiz genel geçer kavramların değişmesi gerektiğini de net bir şekilde gösteriyor. Şunu söylemek isterim ki; günün birinde; gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer bulutlar göremeyeceğiz. Son yıllarda kuraklık ciddi seviyede artmaya başladı. Kuraklıkla birlikte son yılların en sıcak günlerini yaşıyoruz. Günün birinde; yol kenarlarında, toprağın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceğiz. Bu kötü gidişata sebep olan da biziz, onu yavaşlatacak olan da yine biziz. Bu yüzden 8 milyar insanlık âlemi; başını ellerinin arasına almalı, bir istikamet belirlemeli ve bu yolda emin adımlarla ilerlemelidir. İşte tam da bu eşikte karşımıza çözüm olarak ‘Sürdürülebilirlik’ kavramı çıkıyor. Çözüm sürdürülebilir düşüncede, sürdürülebilir müzakerede, bu müzakerelerle birlikte sürdürülebilir eylemdedir.”

“20 yılda 100 yıla sığacak işleri hayata geçerdik”

Bakan Kurum, 21’inci yüzyılda, gelişen teknolojiyle birlikte; kentlerin doğal afetlere ve krizlere karşı dirençli olarak planlanmasının da sürdürülebilirlik tartışmalarında ilk sıralarda yer aldığını belirterek, 2000’li yılların başına kadar Türkiye’de uygulanan şehircilik politikalarının dönemin ihtiyaçlarına cevap veremeyen, vatandaşların sıkıntılarına çözüm bulamayan kırılgan, klasik bir şehircilik anlayışı olduğunu söyledi.

Bakan Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı hareketle çalıştıklarını ifade ederek, şunları söyledi:

“Medeniyetimizin işaret ettiği şehirlerdeki sürdürülebilirlik anlayışını 5 temel prensiple hayata geçirmeye gayret gösterdik. 20 yılda 100 yıla sığacak işleri hayata geçerdik. İlk olarak insanın şerefli bir varlık olması bilinciyle insanı ve insanın çağın gereklerine uygun ihtiyaçlarını çalışmalarımızın merkezine aldık. İkinci olarak sürdürülebilir bir çevre için; doğamızın, çevremizin ve şehirlerimizin bizlere emanet olduğu bilinciyle; yeşil ve mavi dokumuza daima sahip çıktık. Üçüncü prensiple kaynakların herkes için erişilebilir olmasının yanı sıra etkin ve verimli kullanılmalarını sağladık. Sosyal adalet ve eşitlik dedik. Toplumun tüm kesimlerinde lazıyla, çerkeziyle, kürdüyle ayırt etmeden 85 milyon Türkiyeli vatandaşımıza hizmetleri götürmeye gayret gösterdik. Dördüncü prensiple her türlü afetten, sosyal ve ekonomik risklerden arındırılmış, güvenli, sağlıklı, nitelikli ve sosyal donatı merkezli yeni yaşam alanları kurduk. 2003 depreminde şantiyede çalıştığım dönemde o zaman bu ülkede tünel kalıp yoktu. Hepsi yurt dışından geliyordu. O zaman milletimizin hayali şuydu; ‘Çatısı olsun, dört duvarı olsun, sağlam olsun o evde yaşayayım.’ Bugün baktığımızda artık ihtiyaçlar değişti. Bir zamanlar yüksek binalar modaydı, şimdi artık yatay mimari doğa ile iç içe olan yaşam ihtiyacı ortaya çıktı. Biz de yatay mimari anlayışını ülkemizin her noktasında yapmaya çalışıyoruz. Son olarak tarihi dokumuzu ve kültürel varlıklarımızı koruduk, yaşattık ve gelecek en güzel haliyle önümüzdeki nesillere aktarmak için gerek millet bahçelerini gerek korunan alanları arttıramaya gayret gösterdik.”

“Fildişi kulelerde söz söyleyenlerden, söz satanlardan olmadık; sahada mahalle mahalle, köy köy aksiyon alan, icraat yapanlardan olduk”

Bakan Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Yunus Emre ve Mimar Sinan’ın ufkuyla hareket ettiklerini ifade ederek, “Taşa ruh, şehre kimlik veren bir anlayışla; imar etmenin, inşa etmenin, ihya etmenin gayreti içerisinde olduk! Fildişi kulelerde söz söyleyenlerden, söz satanlardan olmadık. Bizzat sahada mahalle mahalle, köy köy aksiyon alan, icraat yapanlardan olduk. Çünkü bizim bir şehir hayalimiz var. Bu hayal çerçevesinde medeniyetimizin kadim komşuluk ve mahalle kültürüne sımsıkı bağlı bir şehir kurma amacımız var. Sosyal, ekonomik ve mekânsal eşitsizliklerin olmadığı bir şehir! Dayanışmanın, kardeşliğin en güzel şekilde yaşandığı bir şehir hayalimiz var. Hizmetlerin herkes için erişilebilir kılındığı, kültürün ve sanatın en özgür düzeyde yaşandığı, insan için çözüm üreten yenilikçi bir şehir tasavvur ediyoruz, istiyoruz ve MÜSİAD’taki siz değerli kardeşlerimizle birlikte ‘Muhteşem Türk Şehirleri’ için çalışıyoruz!” dedi.

“Kentsel dönüşüm süreci terörle mücadele kadar önemlidir; adeta milli güvenlik, millî egemenlik meselesidir”

Bakan Kurum, 20 yıldır belirli bir planlaması olmayan, kontrolsüzce büyüyen, sürdürülemez ve dirençsiz şehirleri; geleceğe ulaşabilen, esnek, dayanıklı ve sürdürülebilir şehirlere dönüştürdüklerini ifade etti. Türkiye’nin dört bir yanında sürdürülebilir kentsel dönüşümü; hızlı, yerinde ve gönüllü ilkeleriyle yürüttüklerini söyleyen Bakan Kurum, “Depreme hazırlık, kentsel dönüşüm süreci terörle mücadele kadar önemlidir. Adeta millî güvenlik, millî egemenlik meselesidir. Bu anlayışla tüm şehirlerimizde çalışmalarımızı başlattık. Sayın Cumhurbaşkanımız birçok siyasi parti liderinin göze alamayacağı bir hedefi ortaya koydu. Cumhurbaşkanımız 2012 yılında, ‘Bedeli ne olursa olsun, biz şehirlerimizi dönüştüreceğiz. Bu anlamda kentsel dönüşümü; afet riskli yapıların dönüşümü, tarihi kent merkezlerinin ihyası, eski sanayi alanlarının dönüşümü, bölge ve şehir otoparklarının inşası ve tarım köy projelerinden müteşekkil 5 temel çalışma alanı olarak değerlendiriyoruz.” diye konuştu.

“2012’den bu yana toplam 3 milyon 200 bin konutumuzun dönüşümünü sağladık”

Bakan Kurum, 2012 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı “Türkiye’nin Her Yerinde Kentsel Dönüşüm” anlayışıyla deprem riski taşıyan binaları ivedi bir şekilde tespit ederek yerine sağlıklı ve güvenli yapılar inşa edildiğini söyledi.

Bakan Kurum kentsel dönüşüm kapsamında yapılan çalışmaları şöyle aktardı:

“Bu kapsamda 1 milyon 170 bin konutu TOKİ’mizle, yaklaşık 1 milyon 152 konutu da özel sektörümüzle, Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğümüzle birlikte yaptık. Toplamda 3 milyon 200 bin konutumuzun dönüşümünü sağladık. Bu çok önemli bir rakam. Bir seferberlik anlayışıyla; sahada da 250 bin konutumuzun dönüşüm çalışmaları devam ediyor. İzmir’imizde de riskli yapı olarak tespit ettiğimiz 57 bin 109 konut ve iş yerinin dönüşümünü gerçekleştirdik. Biz kentsel dönüşümde, çevresel sürdürülebilirlik doğrultusunda bütün çalışmalarımızı 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma devrimine uygun olarak sürdürüyoruz. Bu kapsamda Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu hedeflere uygun olarak inşa ettiğimiz bütün yapıları iklime duyarlı, enerji verimli, kendi kendine yeten, tamamen Sıfır Atık ve yeşil bina konseptine uygun şekilde yapıyoruz. Bütün sanayicilerimize altını çizerek ifade etmek istiyorum ki; biz bu yeşil dönüşümde liderlik eden ülke olmak zorundayız. Bunu da sizlerle beraber yapacağız.”

“Yürüttüğümüz çalışmalarla büyükşehirlerin yükünü azaltacağız, kırsaldaki ekonomiyi canlı hale getirmiş olacağız”

Bakan Kurum, konuşmasında ülke genelinde yapılan çalışmalara da yer verdi. Kurum, “Tarihe Vefa, Geçmişe Saygı” anlayışıyla; 45 ilde 80 tarihi meydanının, Türkiye Yüzyılı’nın abide eserleri haline getirmek için var güçleriyle çalıştıklarını hatırlattı. Şehrin dışına kurulan sanayi sitelerinin, yıllar içinde şehirlerde gösterilen gelişimle merkezde kaldıklarını da ifade ederek, “Trafik yoğunluğundan sağlık sorunlarına, görüntü kirliliğinden fiziksel kirliliğin olduğu birçok problemi bertaraf edecek çalışmalar yürütüyoruz. Esnafımızın ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma gelen sanayi alanlarımızı kentlerimizin dışına taşıyoruz. Bu kapsamda şehirlerimizin ekonomisini, istihdamını artıracak çalışmaları yürütüyoruz. 10 bin sanayi dükkânımızı Sanayide Yeşil Dönüşüm anlayışıyla 81 şehrimizde inşa ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Yöresel dokuya uygun tarım-köy projeleri hakkında bilgi veren Bakan Kurum, “81 ilimizin kırsal bölgelerinde yaygınlaştırıyoruz. Şu anda sahada, toplam 7 bin yeni köy evimizi tamamladık, vatandaşımıza teslim ettik. İnşallah kalan konutlarımızı da hızlı bir şekilde tamamlayacağız. Bu yol ile köye dönüşü, tersine göçü hızlandırıyor, hem büyükşehirlerin yükünü azaltıyor hem de kırsalda ekonomiyi canlandırıyoruz. Böylece hem büyük şehirlerin yükünü azaltacağız, hem de kırsaldaki ekonomiyi canlı hale getirmiş olacağız.” dedi.

“İzmir’imizde depremin ardından şehrimizi yeniden ayağa kaldırmak için tarihin en büyük kentsel dönüşüm sürecini yürütüyoruz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde afetlerde hızlı çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Bakan Kurum, şöyle konuştu:

“Nerede bir afet olsa biz oradaydık, vatandaşımızın dizinin dibindeydik. Elâzığ ve Malatya’daki depremlerde; Sinop, Bartın ve Kastamonu’daki sellerde, Antalya ve Muğla’daki en büyük orman yangınlarında zarar gören yapıların dönüşümünü sağladık. İnşallah bu yıl içerisinde tüm konutların hepsi teslim edilmiş olacak. Bu anlamda tüm afet bölgelerinde 45 bin yeni konut, iş yeri, ahır, köy evlerini tamamladık ve afetzede vatandaşlarımıza teslim ettik. Bir taraftan kentsel dönüşüm projesine devam ettik, bir taraftan sosyal konut yaptık. Vatandaşımıza söz verdiğimiz afet konutlarını yapıp teslim ettik. İzmir’imizde de depremin ardından şehrimizi yeniden ayağa kaldırmak için İzmir’de tarihinin en büyük kentsel dönüşüm sürecini yürütüyoruz. İzmir depremi sonrasında hiçbir vatandaşımızı açta açıkta bırakmadık. Devlet ve millet seferberliğiyle hareket ettik. Yaraları hep birlikte sardık. Afetzede kardeşlerimize dedik ki kısa süre içinde konutlarınızı yapacağız ve teslim edeceğiz dedik, 5 bin 61 konutluk tarihin en büyük kentsel dönüşüm çalışmasını başlattık. İlk konutlarımızın teslim törenini bir yıl geçmeden Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle gerçekleştirdik. Bugüne kadar 4 bin 604 konutun yapımını tamamladık, kalan konutlarımızı nisan, mayıs ayına kalmadan teslim edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

“İzmir’de toplam büyüklüğü 563 bin metrekare olan 4 millet bahçesi projemiz var”

Bakan Kurum, İzmir'de çevrecilik, doğal sanayicilik adına yeşil alanların miktarını arttırmaya gayret gösterildiğini ifade ederek, “İzmir’de toplam büyüklüğü 563 bin metrekare olan 4 millet bahçesi projemiz var. Bergama Millet Bahçemizin yapımına devam ediyoruz. İnşallah mayıs ayına kadar tamamlayıp vatandaşımızın hizmetine sunacağız. Kiraz ve Konak millet bahçelerimizin projelendirme çalışmaları tamamlandı. İhalesini TOKİ Başkanlığımızla yürüteceğiz. Bayraklı'da 360 bin metrekare büyüklüğündeki millet bahçemizin projelerini hazırladık, Şubat ayında TOKİ başkanlığımız ihalesini yapacak. İzmirli kardeşlerimizle birlikte ilk fidanlarıyla buluşturacağız.” dedi. (Birlik Haber Ajansı-BHA)