Reklam

BAŞKAN ÖZLÜ, TGRT HABER’E KONUK OLDU

BAŞKAN ÖZLÜ, TGRT HABER’E KONUK OLDU

BAŞKAN ÖZLÜ, TGRT HABER’E KONUK OLDU
29 Kasım 2022 - 15:32

Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Cem Küçük’ün sunumuyla TGRT Haberde yayınlanan ‘Günaydın Türkiye’ programının canlı yayın konuğu oldu. 23Kasım da yaşanan Düzce Depremi ve sonrasındaki süreci değerlendirenBaşkan Özlü, yerli otomobil ve savunma sanayi çalışmalarına yönelikteçarpıcı açıklamalarda bulundu.Gazeteci Cem Küçük tarafından canlı yayınlanan ‘Günaydın Türkiye’ isimlisabah programına katılan Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü,  23Kasım depremi ve ardından yaşananları TGRT Haber aracılığıyla bir kezdaha tüm Türkiye ile paylaştı.DEVLET İLK ANDAN İTİBAREN DÜZCE’DEYDİSabaha karşı 04.08 sıralarında depremin meydana geldiğini ifade edereksözlerine başlayan Özlü, “İlk etapta kentte elektrikler kesikti. Saat04.30 gibi Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Fuat Oktay Bey aradı. Durumusordu. Yine o gün sabahın erken saatlerinde İçişleri Bakanımız SayınSüleyman Soylu Düzce’ye teşrif ettiler. Depremin olduğu ilk andanitibaren devletin bütün kurumları, ilgili bütün bakanları Düzce’deydi.Genelde bu tür afetlerde vatandaş devletin nerede olduğunu sorgular.Devlet ilk andan itibaren Düzce’deydi. Halen de Düzce’de. Çok şükür kican kaybımız yok” şeklinde konuştu.DEPREM YÖNETMELİKLERİ HARFİYEN UYGULANIYOR17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinin üzerinden geçen 23 yılın ardındandeprem yaşayan Düzce’de bu süreçte neler değiştiğini de paylaşan BaşkanÖzlü, “Arada çok büyük fark var. Depremin olduğu saatten itibaren devleten üst yöneticileriyle ve hizmetleriyle Düzce’deydi. Geçen 20 yıldaDüzce’deki konut stoku yenilendi. Çok ciddi kentsel dönüşümlergerçekleştirildi. Bugün geldiğimiz noktada Düzce’nin konut stoku % 75oranında yeni. Herhangi bir can kaybı olmamasının en önemlisebeplerinden bir tanesi de konut stokumuzun yeni olmasıdır. Düzce’deyüksek katlı yapılaşmalara son verdik. En fazla zemin +4 kata müsaadeediyoruz. 99 depreminden sonra deprem yönetmeliklerini harfiyenuygulayan bir şehiriz. Bu sebeple bu depremde çok şükür bir can kaybıolmadı” dedi.“ÇADIRDA KALAN 11 BİN VATANDAŞIMIZ VAR”Depremin ardından evlerine giremeyen vatandaşların ve kentteki çadırdurumuna ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Başkan Dr. Faruk Özlü,şöyle konuştu;“Toplam nüfusumuz 401 bin. Şu an çadırlarda kalan sayısı yaklaşık 11bin. Çadırlarda kalmanın bir sebebi de aslında psikolojik. İkinci birdeprem olur korkusu yaşayan vatandaşlarımız çadırlarda kalmak istiyor.Bizim aslında bundan sonraki aşamada süratle normalleşme sürecinegeçmemiz gerekiyor. 11 bin vatandaşımızın evlerinde hasar yoksa sağlamsaevlerine taşınmalarını tavsiye ediyoruz. Kasım ayının ardından havalariyice serinleşecek. Çadırlarda kalmak ileri de hastalıklara sebebiyetverebilir. Biliyorum bir korku yaşanıyor. Biliyorum 12 Kasıma ilişkinbir travma söz konusu ama çadırda yaşam sürdürmenin sağlıklı olmadığınıifade etmek isterim.”DİKEY MİMARİYE KARŞIYIZ23 Kasım da yaşanan depremin ivme bakımından 17 Ağustos ve 12 Kasımdepremlerinden daha yüksek olduğunu kaydeden Başkan Özlü, “O yüzdenetkisi 7-8 şiddetindeki depreme denk. 12 Kasım da depreme karşıfarkındalık tatbikatında da ifade etmiştim ve ‘olası bir depremdeDüzce’nin 12 Kasım depremine göre ciddi bir sorunla karşılaşmayacağınısöylemiştim. 23 Kasım depremi bir bakıma bunun ispatı oldu. Düzce’deönceden yapılmış 10-12 katlı binalar var. Bunların depreme dayanıklıolduğu tespit edilmiş. 2019 yılında aldığımız bir kararla Düzce’de yataymimariyi esas alıyoruz. Dikey mimariye karşıyız. Deprem yönetmeliklerineharfiyen uyuyoruz” dedi.Depremden sonra hem özel okullar hem devlet okullarının tamamının gözdengeçirildiğini sözlerine ekleyerek konuşmasına devam eden Dr. Faruk Özlü,riskli olabileceği değerlendirilen 4 okulun dışında kalan okullarınsağlam olduğunu, deprem nedeniyle eğitime verilen aranın ardındanokulların 5 Aralık’ta açılacağını risk analizinin ardından hasarlıokullara yönelik karar verileceğini ifade etti.“BİRDEN FAZLA YERLİ OTOMOBİL MARKASINA İHTİYACIMIZ VAR”Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı döneminde başlayan yerli otomobilatağı ve TOGG’un başlangıç süreçlerini de ekranlardan paylaşan BaşkanÖzlü, şunları söyledi;“Türkiye’nin Otomobili Projesi aslında Türkiye Yüzyılı perspektifininbir göstergesidir. Bu projenin başlangıcı ben göreve geldiğimde TÜBİTAKbünyesinde yürütülüyordu. Otomobil yapmak teknolojiden daha fazla ticaribir iş olduğu için bunun özel sektör tarafından yapılmasının daha doğruolduğunu düşündüm. Sayın Cumhurbaşkanımıza konuyu arz ettim. O da teyitetti.Akabinde 5 babayiğitin çıkması sağlandı. Proje modelinin kuruluşu buşekilde gerçekleşti. Biz bu yüzyılın Türkiye yüzyılı olmasını çokistiyoruz. Türkiye’nin dünyanın en büyük ilk 10 ülkesi arasında olmasınıçok istiyoruz. Türkiye olarak İlk 10 da olacaksak birden fazla yerliotomobil markasına ihtiyacı olduğunu söyleyebilirim.”TÜRKİYE, SAVUNMA SANAYİNDE SON 20 YILDA ÇAĞ ATLADISon yıllarda Türkiye’nin Savunma Sanayi sektöründeki ilerlemesini dedeğerlendiren Özlü, konuşmasının sonunda şu ifadelere yer verdi;“Yaklaşık 25 yıl savunma sanayi sektöründe çalıştım. Büyük şirketlerinyönetim kurullarında görev yaptım. Türkiye, savunma sanayinde son 20yılda çağ atladı. Yerli ve özgün tasarımlar gerçekleştirdik.  Türkiyemülki ve sınaî hakları kendine ait çok sayıda sistemin sahibi oldu.İnsansız hava araçlarından milli gemiye, milli tanktan zırhlı araçlarakadar ciddi mesafeler kaydetti. Bugün yurt dışında operasyonlargerçekleştirebiliyorsak bunda son 20 yılda gelişen savunma sanayimizinkatkısı var.Türkiye aslında önce üretim yöntemlerini geliştirdi. Lisans altındasavunma sistemleri üretimini gerçekleştirdi. Son yıllarda yaptığımız isetasarım ve mühendislik ağırlıklı bir yapıya dönüştürmek oldu.Türkiye’nin savunma sanayisindeki performansı yabancı ülkeler tarafındanda takdir edilen bir husus. İşin dönüm noktası Mayıs 2004 tarihinde odönemin Başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğantarafından toplanan Savunma Sanayi İcra Komitesinde alınan kararlardır.Bu toplantı ile Türkiye lisans altında üretim programlarını iptal ederekbunun yerine kendi tasarımlarını kendi mühendislik faaliyetlerini öneçıkaran bir yöntemi benimsedi. Kendi firmalarını ana yüklenici olarakseçti yabancı şirketler ise alt yüklenici konumuna geçti.” 

YORUMLAR