Bölgesel ölçekte faaliyet ortamını güçleştiren tüm gelişmelere ve küresel ekonomide yaşanan finansal belirsizliklere rağmen, Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte yakalamış olduğu büyüme performansı gurur ve moral verici bir durumdur.

Yüzde 11.1’lik büyüme hızı ile Türkiye, Dünya ekonomisinde önde gelen bir çok ülkeyi de geride bırakmış olup, büyüme trendi son çeyrekte de sınırlı kalmayacağını ve yıl sonuna ilişkin büyüme rakamlarının da ortalamanın altında kalmayacağını göstermektedir.

Türkiye ekonomisinin gerçek potansiyelini yansıtan bu rakam, son zamanlarda ekonomide alınan destekleyici önlemlerin ne kadar önemli ve yerinde olduğunun da bir işaretidir.

Bu büyümenin sektörlerimize olan olumlu yansıması 2018 yılı itibarıyla da hissedilecektir.

Pek tabi olarak büyümenin sürdürülebilir olması, kalkınma hamlelerinin yakalanması ve reformlara devam edilmesi iş dünyası olarak en önemli beklentimizdir.

Elde edilen bu başarılarda, başta hükümetimiz olmak üzere, bu konuda önemli rol üstlenen girişimcilerimizin ve ilgili tüm aktörlerin katkısının olduğu yadsınamaz bir gerçektir.

Ülke olarak, yüksek milli değerlere sahip olmak, ekonomik olarak bir kalkınma rampasına oturmak ve küreselleşen dünyada söz sahibi olmak hepimizin ana hedefidir.

Yeni, büyük ve güçlü Türkiye’de yaşanmakta olan bu değişim ve gelişim hamlesinden daha da güçlenerek çıkacağımıza olan inancımız tamdır.

Bu başarının ülkemiz için hayırlı olması dileği ile, 2018 yılında yeni başarı hikayelerine imza atmak önceliğimiz olmalıdır