Reklam

“Yeşil ekonomiye geçmemiz bir seçenek değil, zorunluluktur”

Emine Erdoğan, “Yeşil Ekonomi Yolunda Sıfır Atık” programında yaptığı konuşmada, “Yeşil ekonomiye, yani kaynakları azaltmadan yarına aktarmayı garanti eden üretim biçimlerine, geçmemiz hiç kimse için bir seçenek değil, zorunluluktur. Zamana karşı yarışımızda, kazanan taraf olmak istiyorsak yeşil ekonomiye geçişi hızlandırmalıyız” dedi.

“Yeşil ekonomiye geçmemiz bir seçenek değil, zorunluluktur”

Emine Erdoğan, “Yeşil Ekonomi Yolunda Sıfır Atık” programında yaptığı konuşmada, “Yeşil ekonomiye, yani kaynakları azaltmadan yarına aktarmayı garanti eden üretim biçimlerine, geçmemiz hiç kimse için bir seçenek değil, zorunluluktur. Zamana karşı yarışımızda, kazanan taraf olmak istiyorsak yeşil ekonomiye geçişi hızlandırmalıyız” dedi.

“Yeşil ekonomiye geçmemiz bir seçenek değil, zorunluluktur”
16 Ekim 2019 - 18:05

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye'de Tüm Yönleriyle Atık Yönetimi Paneli'nin (TÜRKTAY) düzenlediği, "Yeşil Ekonomi Yolunda Sıfır Atık" programına katıldı.

Programda konuşan Emine Erdoğan, Barış Pınarı Harekâtı’nda görev alan Mehmetçiklere dualarını göndererek, “Şehitlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Allah ordumuza zaferler nasip etsin. Bu harekât ile inşallah coğrafyamızda barış, huzur ve istikrar hâkim güç olsun” temennisinde bulundu.

“21. YÜZYIL MEDENİYETİ, BİR PLASTİK MEDENİYETİ HÂLİNE GELDİ”

Emine Erdoğan, "sıfır atık" temalı bir organizasyonda bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getirerek çevre konularının bu kadar sık gündemde yer almasının verdikleri mesajın yerine ulaştığının bir ifadesi olduğunu söyledi.

İnsanlığın son yüzyılında gerçekleştirdiği ekonomik faaliyetlerin çevre üzerinde son derece olumsuz etkilere neden olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, doğal kaynakların tahrip edildiğini, çevre dengesi ve insan yaşamının kalitesinin bozulmasının dahi göze alınarak yıkıcı üretim modellerinde ısrar edildiğini anlattı.

Bilim insanlarının tüm uyarılarına rağmen var olan üretim modellerinde ısrar etmenin, çevre krizinin boyutlarından ne denli habersiz olunduğunu gösterdiğine işaret eden Emine Erdoğan, "Bu anlamda 21. yüzyıl medeniyeti, bir plastik medeniyeti hâline geldi. Geldiğimiz noktada, bir gelecek yokmuşçasına devam etmemiz mümkün değil. Yeşil ekonomiye, yani kaynakları azaltmadan yarına aktarmayı garanti eden üretim biçimlerine geçmemiz, hiç kimse için bir seçenek değil, zorunluluktur. Zamana karşı yarışımızda, kazanan taraf olmak istiyorsak yeşil ekonomiye geçişi hızlandırmalıyız" diye konuştu.

“SIFIR ATIK PROJESİ ASLINDA BİR YAŞAM KÜLTÜRÜDÜR”

Emine Erdoğan, ilk olarak Cumhurbaşkanlığı ofislerinde ve kamu kurumlarında başlattıkları, Sıfır Artık Projesi'yle kısa zamanda epey yol kat ettiklerini belirterek, "Fakat büyük bir memnuniyetle görüyorum ki yalnızca kamuda ve belediyelerde değil, özel sektörde de karşılığını buldu. Her şeyden önemlisi halkımızın vicdanlarında hak ettiği yeri edindi. 2019 yılı sonu itibarıyla, 25 bin binada sıfır atık uygulamasına geçme hedefini koymuştuk. Bu hedefimize iki ay önceden ulaştık. Bu hız, sıfır atık hedeflerimizin geleceği hakkında bir teminat niteliğindedir" ifadelerini kullandı.

Sıfır atık yönetim sisteminin, 2023'e kadar tüm ülkede uygulamaya konulması, yıllık 20 milyar lira ekonomik kazanç sağlanması, 100 bin kişiye istihdam getirmesi ve yüzde 35 oranında geri kazanım hedefleri olduğunu bildiren Emine Erdoğan, hedeflerin eksiksiz tutturulacağını kaydetti.

Emine Erdoğan, yeşil ekonomiye geçişte tüm tarafların iş birliği sağlamasının önemine değinerek, "Bundan sonra yol haritamızın güzergâhı, yeşil ekonomiye uygun teknoloji ve projelerin üretilip yaygınlaştırılması olmalıdır. Elbette gerek yeşil ekonomiye geçmenin, gerekse sıfır atık hareketinin bir başarı hikâyesi olmasının anahtarı, vatandaşlarımızın gönüllerini kazanmakta yatıyor. Bu çalışmalarımızı her ne kadar proje diye ifade etsek de Sıfır Atık Projesi dediğimiz şey aslında bir yaşam kültürüdür, yani israfın önlenmesidir" şeklinde konuştu.

“ÇÖP DİYE TABİR ETTİĞİMİZ ŞEYLER ÖMRÜNÜ TAMAMLAMAMIŞ ENERJİ KAYNAKLARIDIR”

Emine Erdoğan, israfı önleyebilmek için öncelikle israfın doğru tanımlanması gerektiğini, kullanılan eşyaların ne zaman gerçekten çöp olduğunun iyi değerlendirilmesinin de israf tanımının içinde yer aldığını aktardı.

İsraf kültürünün, uzun bir zaman boyunca eşyaların bir kez kullanılıp atılabileceğini öğrettiğini anlatan Emine Erdoğan, "Şimdi en zor olanı yani doğru bildiğimiz yanlışları unutmayı başarmamız gerekiyor. 'Kullan at' değil, 'kullan ve atma' yeni prensibimiz olmalı. Çünkü çöp diye tabir ettiğimiz şeyler, henüz ömrünü tamamlamamış enerji kaynaklarıdır. Sıfır atık hareketiyle bir yaşam kültürü olarak içselleştirmemiz gereken en önemli bakış açısı budur. Kullanıp attığımız materyallerin şimdi nerede olduğunu kendimize sormalıyız" değerlendirmesini yaptı.

Emine Erdoğan, bir sefer kullanıp atılan tüm materyallerin, 2050'de okyanuslarda "plastik istilası" olarak insanlara geri döneceğini vurgulayarak şunları kaydetti: "Bugün her bir dakikada okyanuslara bir çöp kamyonu plastik atık boşaltıyoruz biliyor musunuz? Şayet böyle devam edersek, 2050'de her bir dakikada tam dört çöp kamyonu plastik atık okyanuslara boşaltılacak. Bilim insanları denizlerin dibinde biriken plastik şişelerin doğada kaybolması için geçmesi gereken süreyi 450 yıl olarak tahmin ediyor. Köpük bardaklar için 50 yıl, içeceklerin teneke kutuları için 200 yıl, sigara izmaritleri için bir ila beş yıl, olta misinaları için 600 yıl, çocuk bezleri için 450 yıl kadar süre gerekiyor. Yani biz içtiğimiz bir tek suyun şişesini denize atsak şu dünyadan göçüp gittikten sonra bile yüzyıllar boyunca çevreye zarar vermeye devam edeceğiz. Doğru yönetmediğimiz her atıkla, yüzyıllar boyu sürecek olan bu kirliliğin ömrüne ömür katıyoruz. İşte bu nedenle sıfır atık farkındalığı sağlamak bu işin başıdır, başarısının teminatıdır."

“İSRAF ETMENİN DEĞERLER SİLSİLEMİZDE YERİ YOKTUR”

Emine Erdoğan, projelere ve teknolojiye yapılan yatırım kadar bilinçlendirme ve tanıtıma da eşit miktarda yatırım yapılması gerektiğini çünkü kimsenin bilmediğinden sorumlu tutulamayacağını ifade ederek, "Kullan at ürünlerin, âdeta beyin yıkarcasına bir gelişmişlik düzeyi olduğuna inandırıldıysak bunun aslında ilkel bir yaşam biçimi olduğu gerçeğine işaret etmek, büyük çaba gerektirecektir" şeklinde konuştu.

Doğaya, ülkeye ve çocukların geleceğine borçlu olunduğuna da dikkati çeken Emine Erdoğan, "Şimdi bu borcu ödemek için tüm gücümüzü yanlış giden her şeyi tersine çevirmek için kullanmalıyız. Biz yere düşen nimeti öpüp başına koyan bir medeniyetin mirasçılarıyız. İsraf etmenin ve doğaya tahakküm kuran bir efendi gibi davranmanın değerler silsilemizde bir yeri yok" değerlendirmesini yaptı.

"Dünyanın sıfır atık kasabası" olarak tanınan Japonya'daki Kamikatsu kasabasındaki uygulamaları anlatan Emine Erdoğan, buradaki başarının Türkiye'de de sağlanacağına inançlarının tam olduğunu vurguladı.

Emine Erdoğan, Türkiye'nin tüm sektörleriyle yeşil ekonomi alanında dünyada bir başarı hikâyesi olarak anlatılacak işlere imza atması temennisinde bulundu.

TÜRKTAY tarafından Emine Erdoğan'a teşekkür plaketi verilirken, Emine Erdoğan da programa katkı sağlayanlara teşekkür plaketi takdim etti.

YORUMLAR