Rize Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan '' İklim Değişikliği Çay Verimini Vurdu''

03 Ekim 2025 - 11:12

2025 Yılında Yaş Çayda Rekolte %20 Düştü
Rize Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, 2025 yılı yaş çay sezonuna ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Erdoğan, bu yıl yaşanan iklim koşulları, hasatta makineli tarımın yanlış uygulanması ve sektörün finansal sorunları nedeniyle çayda hem verim hem de kalite açısından ciddi kayıplar yaşandığını açıkladı. Birinci sürgünde 450 bin ton, ikinci sürgünde 492 bin ton yaş çay işlendiğini belirten Erdoğan, üçüncü sürgünde 370–380 bin ton civarında yaş çay beklendiğini ifade etti. 2024 yılına kıyasla 2025 yılında yaş çay rekoltesinde yaklaşık %20 oranında düşüş meydana geldiğini kaydetti.
İklim Değişikliği Çay Verimini Vurdu
Başkan Erdoğan, iklim şartlarının çay üretimini doğrudan etkilediğine dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu yıl ikinci sürgünde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin altında seyretti. Çay bitkisi sıcaklık ve nem dengesine çok hassas bir bitkidir. Özellikle ikinci sürgün döneminde düşük sıcaklıklar filizlenmeyi yavaşlatmış, birçok bahçede yeterli yaprak gelişimi sağlanamamıştır. Bu nedenle rekoltede ciddi bir kayıp yaşanmıştır. İklim değişikliği artık çay tarımımızın geleceğini tehdit eden en önemli risklerden biri haline gelmiştir.”
2024-2025 Yaş Çay İstatistikleri(Kg) 2024 2025 1.Sürgün 469.670.730 450.019.002 2.Sürgün 533.159.296 491.960.103 3.Sürgün 447.203.079 (Tahmini) 370 - 380.000.000 Toplam 1.450.033.105 (Tahmini) 1.310 - 1.320.000.000
Kalite Alarm Veriyor: Yanlış Hasat Yöntemleri Çayı Zayıflatıyor
2024’te kısmen başlayan makineli hasat, bu yıl işçilik maliyetlerindeki artış nedeniyle neredeyse tamamen uygulanmaya başlanmıştır. Ancak makineli tarımın yanlış tekniklerle yapılmasının sektörde büyük bir kalite kaybı yarattığını vurgulayan Erdoğan şunları kaydetti: “Makine ile yapılan yanlış dip kesimleri, çay filizlerinin sağlıklı gelişmesini engelliyor. İnce ve körpe yaprak yerine sert ve lifli yapılar çoğalıyor. Bu da elde edilen kuru çayın kalite parametrelerini düşürüyor. Sektör olarak kaliteli çay üretimi için ortak kararlar alsak da uygulamada aynı hassasiyet gösterilemedi. Bu sezon birinci ve ikinci sürgünden elde edilen kuru çayda kalite düşüşü net bir şekilde görülmektedir.”   Çay Bahçelerinin Budaması ve Toprak Yönetimi Yeniden Düzenlenmeli
Başkan Erdoğan, çay tarımının uzun vadede sağlıklı yürütülmesi için budama ve toprak yönetimi konusunun kritik öneme sahip olduğunu belirtti: “Çay bahçelerinin budaması şu an 10/1 oranla devlet tarafından Çaykur eliyle yapılmaktadır. Ancak budamanın sadece dalların kesilmesinden ibaret görülmemesi gerekir. Budanan dalların bahçeden çıkarılması ve budama yapılan alanların mutlaka çapalanarak toprağın havalandırılması şarttır. Toprak havalandırılmadığında, bitkinin köklerine gerekli besin maddeleri ulaşamıyor. Bu da hem rekolteyi hem kaliteyi doğrudan olumsuz etkiliyor.”
Ekonomik Daralma Çay Fabrikalarını Zorluyor: Kapasite %30 Azaldı
Yaşanan ekonomik sıkıntıların çay sektörüne de yansıdığını ifade eden Erdoğan, özel sektör çay fabrikalarının büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirtti: “Finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar nedeniyle birçok özel sektör fabrikası ya kapanmak zorunda kaldı ya da kapasitesini düşürdü. Bu durum üçüncü sürgünde sektörün toplam kapasitesini %30 oranında azalttı. Fabrikaların kapasite düşürmesi, üreticilerin ellerindeki yaş çayı satmalarında ciddi sorunlar yaratıyor. Yani üretici ürününü satmakta zorlanıyor, fabrikalar işleyemiyor, sektörün dengesi bozuluyor. Bu tablo, çay tarımında sürdürülebilirliği tehdit etmektedir.” Rize Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Çay sektörümüzde bu yıl yaşanan kayıplar bizlere şunu göstermiştir: İklim değişikliğine karşı önlemler alınmalı, makineli tarım doğru yöntemlerle uygulanmalı, budama ve toprak yönetimi yeniden düzenlenmeli, çay fabrikalarının finansal açıdan güçlendirilmesi sağlanmalıdır. Aksi takdirde, önümüzde ki yıllarda hem üreticimiz hem sanayicimiz hem de tüketicimiz daha çok zarar görebilir”