"KUR'AN'I ANLAMAK VE YAŞATMAK SON DERECE KUTSAL BİR GÖREVDİR"

27 Temmuz 2025 - 17:35

Başkan Genç, Arsin’de düzenlenen icazet töreninde konuştu:   Arsin’de 107 öğrencinin icazet törenine katılan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, “Burada Kur’an-ı Kerim hıfzediliyor; yani korunuyor, yaşatılıyor. Bu hem dini hem insani bakımdan son derece kutsal ve anlamlı bir görevdir" dedi.   Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Arsin Müftülüğü Çiçekli Mahallesi Kur’an Kursu’nun 37. dönem mezuniyet ve icazet törenine katıldı. Törende, 36’sı hafız, 71’i Kur’an-ı Anlama ve İslami İlimler eğitimi alan olmak üzere toplam 107 öğrenci mezuniyet sevinci yaşadı. Programda ayrıca, Arsin Belediye Başkanı Hamza Bilgin, AK Parti Ortahisar İlçe Başkanı Seyit Hisoğlu, İl Müftü Vekili Mehmet Cebeci, Arsin Müftüsü Halil İbrahim Kömürcü, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ağırman, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Arslan ile çok sayıda davetli katıldı. Başkan Genç, yapılan törenin anlam ve önemine vurgu yaparak, “Burada eğitim gören yavrularımızın sadece kendi bireysel hayatları ya da ailelerinin hayatları için değil; milletimizin ve hatta tüm insanlığın geleceği adına çok hayırlı ve anlamlı bir merasimdeyiz. Gerçekten de çok önemli bir törenin içindeyiz. Bir imam hatip mezunu olarak her insanın, Cenab-ı Allah tarafından 'eşref-i mahlûkat' olarak yaratılmasının hikmeti üzerine düşünme ihtiyacı hissettiğine inanıyorum. Bu düşünce bizleri, insanı anlamaya ve onun yaratılış gayesi üzerine tefekküre sevk eder. Cenab-ı Allah bu yaratılış gayesini bizzat kendi kelamıyla, Kur’an-ı Kerim’de açıkça ifade ediyor. Ayette buyuruyor ki: 'O, hanginizin daha güzel amel işleyeceğini denemek için ölümü ve hayatı yarattı.' Yani yaratılışın amacı, bizatihi alemlerin Rabbi olan Allah tarafından ortaya konulmuştur. Bütün alemleri yoktan var eden Cenab-ı Allah, insanı da yeryüzünde halifesi kılmak üzere kendi iradesiyle yaratmıştır. Bu, O’nun külli iradesinin bir tezahürüdür. Ve yine bu irade doğrultusunda insanın imtihanı, yaratılış gayesinin merkezindedir.  Cenab-ı Allah, yarattığı insana kendi iradesinden nasip ederek, onu bir imtihan vesilesiyle dünyaya göndermiştir. Bu imtihanın merkezinde ise iyiyi ve kötüyü, doğruyu ve yanlışı, hakkı ve batılı ayırt edebilme kabiliyeti vardır. İnsan, bu farkındalığı kazanarak, gereğini yerine getirip ebedi saadete yani cennete nail olabilsin diye Allah tarafından yalnız bırakılmamıştır. Bu nedenle bir rehber gönderilmiştir. Hem Peygamber Efendimiz (s.a.v.), hem de onunla birlikte gönderilen Kur’an-ı Kerim bu rehberliğin en yüce göstergeleridir. İşte bu yüzden burada yapılan şey çok kıymetlidir. Sadece kendi çocuklarımız, kendi geleceğimiz için değil; bütün insanlık adına çok mükemmel bir iş yapılıyor. Çünkü o rehberi gönderen Cenab-ı Allah, onun korunmasını da bizzat kendisi üstlenmiştir. Az önce kıymetli hocamız da ifade etti: Çocuklarımızı okula gönderirken anneler, babalar ne der? 'Yavrum, Allah sana zihin açıklığı versin' derler. Çünkü biliriz ki kalbi de açan, zihni de açan yalnızca Cenab-ı Allah’tır. O’nun dilemesi olmadan hiçbir şey mümkün değildir. Burada, O’nun kelamı olan Kur’an-ı Kerim hıfzediliyor; yani korunuyor, yaşatılıyor. Bu hem dini hem insani bakımdan son derece kutsal ve anlamlı bir görevdir. Cenab-ı Allah'ın kelamını hıfzetmek mükemmel bir şey. Peygamberimizin müjdesine nail olmak, mükemmel bir şey” dedi.    EN BÜYÜK AVANTAJIMIZ BUDUR Başkan Genç, “Burada sadece Kur’an-ı Kerim’in ezberlenmesi yapılmıyor. Aynı zamanda Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim’in Türkçesiyle birlikte anlamı da öğretiliyor. O kelamı en güzel şekilde tefsir eden, hayatıyla tatbik eden Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hadisleriyle beraber bu ilim veriliyor. Yani burada sadece okumak değil; anlamak, yaşamak ve aktarmak öğretiliyor. Hem Kur’an-ı Kerim’in ne anlama geldiğini anlayacak kadar derinlik kazanıyorlar, hem de bunu kendi hayatlarına tatbik ediyorlar. Bununla da kalmayıp, topluma anlatacak düzeyde Arapça öğreniyorlar. Yani sadece öğrenmiyorlar, aynı zamanda yaşayıp aktarıyorlar. Bu çok büyük bir kazanımdır. En büyük avantajımız budur, kıymetli hemşehrilerim. Eğer bugün İslam dünyasında bir tefrika, bir bölünmüşlük varsa, bunun temel nedeni; Cenab-ı Allah’ın tek hak din olarak gönderdiği İslam’ın, Allah kelamının ve hadislerin ayrıştırılarak, farklı şekillerde anlatılması ve anlaşılmasıdır. Sorunumuz da buradan kaynaklanmaktadır. İşte bu nedenle burada yapılan çalışma, sadece yerel ölçekte değil, tüm Türkiye’ye örnek olacak niteliktedir. Bu modelin yaygınlaşması, inancımızın özüne dönmesi açısından son derece önemlidir. Burası gerçekten Türkiye genelinde örnek bir merkez. Burada yapılan çalışmalarla gurur duyuyoruz. Allah bu hizmetin tüm sahiplerinden razı olsun. Onları cennetin en güzel mekânlarında ağırlasın inşallah. Bu yürütülen çalışma sadece bir emek değil, aynı zamanda büyük bir gurur vesilesidir. Çünkü burada yetişen yavrularımız yarın Kur’an’ı, İslam’ı ve hadisleri doğru bir şekilde anlayacak, anlatacak ve yaşayacak bireyler olarak hem cemiyet hayatımıza ciddi katkılar sağlayacaklar hem de İslam’ın bizlere sunduğu barış, güven, huzur gibi temel değerleri temsil edecekler” şeklinde konuştu.   KORKUNÇ BİR İNSANLIK DRAMIDIR Başkan Genç, “İslam, köken itibarıyla 'selam' kökünden gelir. Barışta olmak, güvende olmak, huzur içinde yaşamak demektir. Ancak ne yazık ki bugün İslam dünyasında bu değerlerin yerle bir olduğunu görüyoruz. Gazze’de yaşananlar gözlerimizin önünde cereyan ediyor. Bebeklerin, annelerin, yaşlıların sistematik şekilde katledildiği bir soykırım yaşanıyor. İsrail, açıkça terör devleti gibi davranıyor. Biz, bu zulme tanıklık ederken insanlığımızdan utanır hale geldik. Bebeği katlediyorlar, çünkü o bebek büyümesin, bir gün kendi topraklarını savunmasın diye. Anneyi katlediyorlar, çünkü bir daha çocuk doğurmasın diye. Bu korkunç bir insanlık dramıdır. Bu noktada, millet olarak üzerimize büyük bir sorumluluk düşüyor. Cenab-ı Allah, İslam’ın bayraktarlığını bizim milletimize nasip etmiştir. Bu bir şeref olduğu kadar bir vebaldir de. Bu sebeple İslam’ı sadece yaşamak değil, aynı zamanda doğru anlamak, doğru anlatmak ve ilmi temellerle yeryüzüne yaymak mecburiyetindeyiz. İşte burada yapılan da tam olarak budur. Hem Kur’an-ı Kerim’in lafzı hem de manası öğretiliyor. Peygamber Efendimiz’in sahih hadisleriyle birlikte bu mukaddes dinin doğru anlaşılması sağlanıyor. Çocuklarımız sadece ezberlemiyor, öğreniyor, yaşıyor ve anlatabilecek seviyede Arapça öğreniyorlar. Bu çok büyük bir kazanımdır. Eğer bugün İslam dünyasında parçalanmışlık, tefrika varsa; bu, Allah’ın tek hak dini olan İslam’ın, Kur’an’ın ve sünnetin farklı şekillerde anlatılmasından, yorumlanmasından kaynaklanıyor. Bu yüzden burada yapılan iş, gelecek adına belki de en önemli iştir. Biz Kur’an’a onun kutsallığı sebebiyle iman ettik. Allah’a iman ettik. Ama imanımızı tam anlamıyla yaşayabilmemiz için onu doğru öğrenmemiz ve hayatımıza tatbik etmemiz gerekir” ifadelerini kullandı.