İMAMOĞLU: HAVASINI, SUYUNU, TOPRAĞINI KORUYACAK BİR ŞEHİR HALİNE GELECEĞİZ

13 Eylül 2023 - 23:13

HURDAYA ÇIKACAKTI İSTANBULLULARIN HİZMETİNE GİRDİ

2006 MODEL DİZEL OTOBÜS YÜZDE 100 ELEKTRİKLİ ARACA DÖNÜŞTÜ

İMAMOĞLU: HAVASINI, SUYUNU, TOPRAĞINI KORUYACAK BİR ŞEHİR HALİNE GELECEĞİZ

İETT ve İSBAK, kullanım ömrünü tamamlamış 2006 model dizel otobüsü, yüzde 100 elektrikli hale getirdi. Karbon salınımı 0’a inen aracın dönüşümü, yılda 3.300 ağaç dikimine eş değer oldu. Yıllık 1 milyon 130 bin TL yakıt tasarrufu sağlayacak elektrikli otobüsün tanıtım toplantısında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Burada hem büyük bir tasarruf sağlayacağız, hem de karbon salınımını azaltarak, havasını, suyunu ve toprağını koruyacak bir şehir haline geleceğiz” dedi. Proje ile piyasa değeri 500 bin Euro olan yeni otobüs almak yerine, 250 bin Euro’luk yatırımla, kullanım ömrünü tamamlamış bir aracı yeniden İstanbulluların hizmetine kazandırdıklarını kaydeden İmamoğlu, “Bu proje kapsamında, önümüzdeki 5 ay içinde de 10 adet daha otobüsün dönüşümünü sağlayacağız” bilgisini paylaştı. 

EDİRNEKAPI / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) kadim kuruluşu İETT, “Elektrikli Otobüs Dönüşüm Projesi”ni başlattı. İBB iştiraki İSBAK ile ortaklaşa yürütülen proje kapsamında, ilk olarak kullanım ömrünü tamamlamış 2006 model dizel otobüs, yüzde 100 elektrikli hale getirildi. Projenin tanıtım toplantısı, İETT Edirnekapı Garajı’nda, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul milletvekili Suat Özçağdaş ve İETT Genel Müdürü İrfan Demet’in katılımlarıyla gerçekleştirildi. Tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, dünyanın ve ülkemizin iklim değişikliği krizi noktasında yaşadığı sorunlara değinen İmamoğlu, “İstanbul'un bugün yaşadığı ulaşım, çevre, çarpık kentleşme gibi sorunların bugüne dair sorunlar olmadığını, uzun süreli birikmiş problemlerin, ihmallerin, plansızlıkların sonucu olduğunu bilmek lazım. Birbirini büyüten ve derinleştiren bu sorunların çözümü için, bütüncül ve de geleceği gözeten bir yaklaşımın şart olduğu da muhakkak. Geleceği gözetmek zorundayız” dedi.

“BUGÜNKÜ SORUNLARIN KAYNAĞI, GEÇMİŞTEKİ ‘GÜNÜ KURTARMA’ ANLAYIŞI”

Bugün yaşadığımız sorunların geçmişte hakim olan ‘günü kurtarma’ anlayışının sonucu olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Yani öyle bir iş yapalım ki, bugünü kurtaralım. Ama yarını hesaba katmayalım. Doğru bir planlama içinde hareket etmezseniz, ne kadar yatırım yaparsanız yapın, ne yazık ki boşa gidiyor” diye konuştu. “Aslında kültür olarak biz, böyle bir kültüre sahip değiliz” diyen İmamoğlu, “Bu toprakların iyi insanları, yüce insanları, geçmişteki bilge insanları doğaya, toprağa denize, suya, havaya, yaşama dair çok güzel sözleri bize miras bırakmışlar. Ama ne olduysa, bütün dünya bu konuda ne yazık ki hatalar yapıyor derken, biz de belki de bazı konularda ne yazık ki en fazla hatalar yapanların aralarına girdik. Ne yazık ki o bilinci yitirmiş durumdayız. Bu hassasiyet içinde olmalıyız. Biz, mümkün olduğu kadar, bu bilinci İstanbul'daki yeni yönetim anlayışımızın, İstanbul modelinin en önemli kavramı haline getirme gayreti içerisindeyiz. Her zaman, bugünü ve yarını bir arada gözeten, bilimsel bir planlama süreci içinde hareket eden bir ekip olma gayreti içerisindeyiz” şeklinde konuştu.

“CUMHURBAŞKANLIĞI GENELGESİYLE, BİZE DEVREDİLEN BİR METRONUN 

3 MİLYAR LİRAYI AŞAN PARASINI, 11 AYDA KASAMIZDAN ÇEKİP ALDILAR”

“Sorunları, birbirleriyle ilişkilerini gözeterek ve bütüncül bir yaklaşımla ele alıyoruz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Örneğin; bir yandan çok büyük bir metro ve raylı sistemden atılımı gerçekleştiriyoruz, bir yandan da çevreci bir ulaşım perspektifiyle yatırımlar yapıyor ve arayışlar içinde oluyoruz. Örneğin; bizden önce, 25 yılda 5 kilometrelik metro üretimi performansına ulaşılmışken, bizim dönemimizde bunu 2,5 katına, hatta 3 katına doğru çıkartma atılımı içerisindeyiz. Bu dediğim performansa, kendi üretim rakamlarımızdan ulaşıyoruz. Onun da altını çizeyim. Bir de şöyle bir model var: Aslında bu kime yazmalı; düşünmek lazım. Örneğin; bizden önceki yönetimde imalatı bakanlığa devredilen bir metroyu, tam biterken bir Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle, aylık kesinti üzerinden bir anda 30 katı, 35 katı kesinti rakamına çıkarak, -mesela Pendik- Sabiha Gökçen metro hattı- bütün maliyetini sadece ve sadece 11 ayda kasamızdan çekip alıverdiler. Halbuki biz, metroları yapabilmek için 10 yıl, 12 yıl, 15 yıl borçlanma için kaynak ararken, ‘Biz yaptık’ diyerek… Yani hani bakanlık kimin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi kimin? O da bizim, bu da bizim. Yani, ‘bizim, sizin’ diye bir kavramın içinde olmayan bir kurumsal yapı ve bir bütçeyi, bu şekilde bir bakışla, bir Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle, bize devredilen bir metronun parasını, 3 milyar lirayı aşan bir parayı, 11 ayda kasamızdan çekip aldılar.”

“BİR YEREL YÖNETİMİN BÖYLE BİR ŞEYİN ALTINDAN KALKMA ŞANSI YOK”

Cumhurbaşkanlığı genelgesinin düzeltilmesi noktasında yetkililerden istirhamda bulunan İmamoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı'ndan da gündemine buradan bunu tekrar duyurmak isterim. Bir yerel yönetimin böyle bir şeyin altından kalkma şansı yok. O bakımdan İstanbul, hepimizin. Şimdiden ifade edeyim; hani ola ki, olur ya hani biraz da böyle şaka yaparak, hani olur ya belki önümüzdeki seçimi kazanırsınız, sizin başınıza dert olmasın. Hani şimdiden değiştirin falan… Nasılsa kazanamazsınız da… Ama hani şimdiden değiştirin de millet bir rahatlatsın. Yoksa, 2-3 tane metro daha devredilecek. Öyle 10 ayda, 11 ayda parasını çekersiniz falan. Niye İBB zor durumda kalsın. Öyle değil mi? İBB hepimizin” ifadelerini kullandı.

“PİYASA DEĞERİ 500 BİN EURO OLAN YENİ OTOBÜS ALMAK YERİNE…”

İBB’nin kadim kurumu İETT’nin de çevreci yatırımlar konusunda atılım içerisinde olduğunu belirten İmamoğlu, “2 yıl önce başlatılan bir çalışmayla elektrikli otobüs dönüşüm projesi, önemli bir çevreci adımdı. Bu projeyle, motor ömrünü tamamlamış otobüsleri, elektrikli motorla donatarak kullanmaya devam etmeyi amaçlıyor arkadaşlarım. Tabii burada hem büyük bir tasarruf sağlayacağız hem de tam da işte karbon salınımını azaltarak, havasını, suyunu ve toprağını koruyacak bir şehir haline geleceğiz” dedi. Proje ile piyasa değeri 500 bin Euro olan yeni otobüs almak yerine, 250 bin Euro’luk yatırımla, kullanım ömrünü tamamlamış bir aracı yeniden İstanbulluların hizmetine kazandırdıklarını kaydeden İmamoğlu, “Bu proje kapsamında, önümüzdeki 5 ay içinde de 10 adet daha otobüsün dönüşümünü sağlıyor olacağız. Bizi, bu kadar büyük bir kapasiteyi ve potansiyeli, bu hızın tatmin etmeyeceğini biliyoruz. Burada İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İETT, İSBAK ve diğer kurumlarımızın ve paydaşlarımızın bu konudaki ısrarlı çalışmaları, umuyorum ki önümüze daha seri, daha pratik, üretimi arttıran sayısal hedeflere bizi ulaştıracaktır” diye konuştu.

“BU KARARLILIĞIMIZIN ALTINDA TEK ŞEY VAR…”

İstanbul özelinde, katı atık yakma tesislerinden elektrikli deniz taksilere kadar, yaptıkları çevreci yatırımlardan örnekler veren İmamoğlu, konuşmasını, “Bu değerli ekiple, bu bilgi ve tecrübeyle, bu enerjiyle, bu hizmet tutkusuyla daha uzun yıllar İstanbul'a hizmet etmekte kararlıyız. Bu kararlılığımızın altında tek şey var: İstanbul'un yaşayan insanlarına, 16 milyon insanına ait olduğu duygusudur. Onlara hizmet etmek, onlarla birlikte düşünmek, onlarla birlikte kazanmak ve onlarla birlikte paylaşma meselesidir. Bu duruşu ve bu anlayışı, bu kentte daimi kılmanın bir İstanbul modeli olacağına inancımız tamdır. Ve bu bakış açısıyla, her zaman çözüm üretmeye bizler var isek, çözüm var anlayışını bu şehirde daim kılmaya gayret edeceğiz. Dizelden elektrikli otobüs dönüşüm projemiz İstanbul'umuza hayırlı uğurlu olsun. Emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum” sözleriyle tamamladı.

ELEKTRİKLİYE DÖNÜŞEN OTOBÜSÜN ÖZELLİKLERİ

İmamoğlu’nun konuşmasında verdiği bilgilere göre; çevreci proje sayesinde, 2006 model aracın karbon salınımı 0’a indi. Bu da tek bir aracın dönüşümüyle, yılda 3.300 ağaç dikimine eş değer bir katma değer sağlanması anlamına geliyor. Yine tek bir aracın dönüşümüyle, yıllık 1 milyon 130 bin TL yakıt tasarrufu sağlanacak. 2024 Şubat ayına kadar, 10 otobüsün daha elektrikli otobüse dönüştürülmesi hedefleniyor. Dönüşen aracın özellikleri ise şöyle oldu:

• 250 km menzil

• 1 saat 45 dakikada tam şarj

• 5 yıl menzil garantili batarya

• Saatte 70 km hız

Ayrıca elektrikli otobüs üzerindeki LiFePO4 (Lityum demirfostat) bataryalar sayesinde, acil ve afet durumlarında kullanılabilecek 22kw’lik güç temin edilebilecek.

GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI

İmamoğlu, konuşmasının ardından, İETT bünyesinde görev yapan toplam 144 kadın şoförden biri olan Beyza Morgil’in idaresindeki, dizelden yüzde 100 elektrikli araca dönüşen 2006 model otobüsü, Özçağdaş ve Demet ile birlikte deneyimledi. İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da İETT Edirnekapı Garajı’nda yanıtladı. Gazetecilerin soruları ve İmamoğlu’nun basın mensuplarının sorularına verdiği yanıtları şöyle oldu:

“YEREL SEÇİM ÇALIŞMAMIZ HİÇ BİTMEDİ”

-              Günün sonunda bir adaylık tartışması var malum. Hala gündemde. Siz, ‘Yoldayım’ demiştiniz yaklaşık üç hafta önce. Genel Merkez’den de bir yanıt, bir tepki bekleniyordu. Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu, sizin için, ‘Elbette adayımız’ dedi. Üzerine neler ekleyeceksiniz? Bu açıklamayla birlikte artık yerel seçim startı resmen başlamış olur mu İstanbul'da?

“Tersten başlayayım. Bizim yerel seçim çalışmamız, hiç bitmedi. Bugün de aslında seçim çalışmasının içerisindeyiz. Her açılışımız, her hizmetimiz bir seçim bittiği an itibariyle başlar. Bir sonraki seçime kadar, o yerel seçim çalışması devam ediyor. Hiç hız kesmedik seçim gününe kadar da hız kesmeyeceğiz. Elbette ben, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir evladı olarak, ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yolculuğunda yola çıkıyorum, bu yolculukta varım’ demekle fikrimi, niyetimi açıklamıştım. Ben tabii bu söylediğim kelimeden daha fazlasını kuramam. Partimizin, tüzüğümüzün gerekleri var. Bu yolculuğuma, tabii ki Sayın Genel Başkanımızın destek vermesi ve ‘Adayımızdır’ demesi sevindiricidir. Benim için değerli bir kanaattir, değerli bir tariftir. Bundan sonrası, tabii ki partimizin kurullarının alacağı, netleşecek kararların verileceği makamlardır. Bunların başında, Genel Başkanımızın bu kanaatinden sonra, Parti Meclisi gelir. O kararlar da alındıktan sonra, tamamen resmiyete kavuşur ve var olan yolculuğumuz, resmiyetiyle, emin adımlarla bir yolculuğa dönüşür. Hayırlısı olsun. Zaten dediğim gibi, ilk seçimden itibaren hiç gaz kesmeden, bu yerel mücadeleyi sürdürüyoruz.”

“SAYIN GENEL BAŞKANLA DİYALOGU HİÇ KESMEDİM”

-              Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul programlarından haberdar edilmediğiniz, davet edilmediğiniz söylenmişti. Hatta sizin bu konuyla ilgili Kılıçdaroğlu'nu aradığınız ve nedenini sorduğunuz söyleniyor. Böyle bir telefon görüşmesi gerçekleşti mi ve İstanbul programlarına davet edilmediniz mi? 

 “Yani bu sorunun muhatabı değilim. Bu konuşmaların, daha önce bir gazeteye vermiş olduğum beyanın dışında, ilave bir beyanım bugün olmayacak.”

-              Genel Başkan’la görüştünüz mü telefonda bu konuya ilişkin? 

“Tabii görüşüyorum. Her zaman görüşüyorum. Hangi konuda kafamda bir soru işareti var ise ya da öğrenmesini istediğim bir husus var ise, Sayın Genel Başkanımızla, 28 Mayıs itibariyle, 29 Mayıs'tan beri bugüne kadar, her konuda ama yüz yüze ama telefonla bazen yazışarak diyaloğumu hiç kesmedim.”

AKŞENER SORUSUNU YANITLADI

-Sayın Başkan, ‘Yola çıkıyorum’ açıklamanızın öncesinde veya sonrasında İYİ Parti lideri Sayın Akşener ile bir görüşmeniz oldu mu? 

“Sayın Akşener'le biz, seçimden sonra, farklı konularda birkaç kez görüştük. Telefonla görüştük. Ama bu süreçlerle ilgili bir istişaremiz ya da bir diyaloğumuz başlamadı. Bunun olması için, önce bizim siyasi olarak kendi içimizdeki süreçlerin olgunlaşması değerlidir. Tabii ki kendileriyle de sohbet etmek, diyalog kurmak, daha önce olduğu gibi isterim.”

-              İttifaka dair kapıyı kapatmış gibi görünüyor Sayın Akşener ama. Bunun üzerine bir görüşme mümkün müdür önümüzdeki süreçte ve ittifaka dair fikirlerinizde herhangi bir değişim var mı Akşener'in açıklamaları sonrası? 

“Sayın Akşener'in açıklamalarını ilgiyle takip ediyorum. Özenle izliyorum ve dinliyorum. Ben, Türkiye'nin, ülkemizin geleceğine dair, hele hele İstanbul'un geleceğine dair… Ki İstanbul, sadece bir yerel seçim değildir. Bunu herkes biliyor. Bu manada diyalogların kapalı olmayacağını düşünüyorum. Ben, az önce sizin ifade ettiğiniz gibi, kapıları kapattığı düşüncenize de katılmıyorum.”