Cumhurbaşkanı Erdoğan: Geride bırakacağımız en büyük miras böyle bir Türkiye olacaktır
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması programında konuştu. Erdoğan, "Geride bırakacağımız en büyük miras böyle bir Türkiye olacaktır. Ülkemizi yeni, sivil ve özgürlükçü bir anayasaya kavuşturma mücadelemize vereceğiniz desteği bu bakımdan çok önemli buluyorum" dedi.
ANKARA-BHA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması programında iç ve dış siyasete dair açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan ifadeler şu şekilde:
"Kamu yönetiminde köklü bir paradigma değişimi yaşandı. Tek parti ve vesayet dönemlerinde devlet ile millet arasına çekilen dikenli telleri birer birer kaldırdık. Cumhuru Cumhuriyet'le buluşturduk. Devleti milletle kucaklaştırdık. Yine bu süreçte Memur-Sen gibi sendikalarımızla diyalog içerisinde kamu görevlilerimizin çok önemli taleplerini hayata geçirdik. Geriye dönüp baktığımızda, her birinin önemi bugün daha iyi anlaşılan düzenlemelerle memurlarımızın mali ve sosyal haklarını güçlendirdik. Demokratik haklar konusunda son derece önemli atılımlar gerçekleştirdik.
2002 ile 2010 yılları arasında kamu çalışanlarımıza ilave bir derece verdik. Disiplin cezalarının affedilmesinden disiplin kurullarında sendika temsilcilerinin yer almasına kadar çalışanlarımızın lehine adımlar attık. Aile yardım ödeneğini artırdık. Çocuk yardımlarını güçlendirdik. Engelli yakını olan memurlarımıza tayin kolaylığı getirdik. Refakat izni tanıdık. Maaş promosyonlarının tamamının kamu görevlilerine ödenmesini sağladık. 2010 Anayasa referandumu ile kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı getirdik. Toplu sözleşme primlerini toplu sözleşme ikramiyesine dönüştürdük. Emekli memurlarımızın maaş ve ikramiyelerinde ciddi artışlar yaptık. 2011 ve 2013 yıllarında 280 bin, 2023’te ise 460 bin sözleşmeli personeli kadroya geçirdik.
"Ülkemizin en temel sorunlarından biri ayrımcılıktı"Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi bir dönem ülkemizin en temel sorunlarından biri ayrımcılıktı. Kamu görevlilerimiz sırf inançlarını yaşamaya çalıştıkları için fişleniyor, baskıya maruz kalıyorlardı. Sadece dinini hayatına tatbik ettiği için irticacı, gerici, tarikatçı, yobaz denilerek tahkir ediliyorlardı. "Selamün aleyküm" diyenler, "Elhamdülillah" diyenler, namaz kılanlar, hacca gidenler, oruç tutanlar bilhassa belli dönemlerde hor görüldü, çalıştıkları kurumlarda psikolojik baskıya muhatap oldu. On yıllar boyunca özellikle bürokraside ideolojik bir kast sistemi... Bunun konuşulmasını, tartışılmasını asla istemediler. Kendi klanları, kendi hizipleri dışında kimseye hayat hakkı tanımadılar. Millete "bidon kafalı" dediler. "Göbeğini kaşıyan adam" dediler. Bizim burada edebimizin el vermeyeceği ifadelerle insanımıza hakaret ettiler. Bunların hepsini ve çok daha fazlasını sizlerle birlikte gördük. Baskının her türlüsünü iliklerimize kadar yine sizlerle beraber yaşadık. Milletin iradesine ve demokrasimize vurulan zincirleri de siz Memur-Senli kardeşlerimle birlikte parçaladık. Hamdolsun, azgın azınlığın sessiz çoğunluğa hayat tarzı dayattığı, baskı uyguladığı, parmak salladığı o karanlık günler artık geride kaldı.
Hac farizasını yerine getirmek isteyen kamu çalışanlarımıza ücretsiz izin hakkı tanıdık. Cuma namazı vaktini ihtiva eden izin düzenlemesini uygulamaya aldık. Başörtüsüne yönelik faşizan, yasakçı uygulamalara son verdik. Bugün kadınlar hiçbir kısıtlama olmadan tüm kamu kurumlarında özgürce çalışabiliyorlar. Milletin oylarıyla Meclise başörtüsüyle girdiği için hanım kardeşlerimize kürsüden had bildirildiği, gazete köşelerinden iffetlerine ahlaksızca dil uzatıldığı karanlık günlerden bugün başörtülü hakimlerin, savcıların, valilerin, büyükelçilerin, siyasetçilerin, bakanların olduğu günlere geldik.
"Bu kazanımların yeni anayasada daha sağlam bir güvenceye kavuşturulmasıdır"Hedefimiz, uğruna bedel ödeyerek elde ettiğimiz bütün bu kazanımların yeni anayasada daha sağlam bir güvenceye kavuşturulmasıdır. Zaman zaman şahit olduğumuz hadsizliklerin, küstahlıkların, insanımızın en temel haklarını kullanmasından duyulan tahammülsüzlüklerin önünü ancak bu şekilde tamamen kesebiliriz. Bizden sonraki nesillerin, bizim yaşadıklarımızı yaşamamaları için başörtüsünden, sakalından, sarığından, çarşafından dolayı kimsenin ötekileştirilmediği bir iklimi bu ülkede tesis ve tahkim etmek durumundayız. Bizim hepimizin varlık gayesi işte budur. Geride bırakacağımız en büyük miras böyle bir Türkiye olacaktır. Ülkemizi yeni, sivil ve özgürlükçü bir anayasaya kavuşturma mücadelemize vereceğiniz desteği bu bakımdan çok önemli buluyorum. Memur-Sen'den, Cumhur İttifakı olarak başlatıp bir devlet projesi olarak yürüttüğümüz terörsüz Türkiye girişimimize de katkı sunmasını, bu hayırlı süreci samimiyetle sahiplenmesini bekliyorum.
Yasaklarla mücadelenin yanı sıra, özlük haklarıyla ilgili de önemli adımlar attık. Kamu görevlileri dahil tüm çalışanlarımızın ücretlerinde asgari ücret tutarı kadar gelir vergisi muafiyeti getirdik. 5 milyon 300 bin kişiyi kapsayan ek gösterge düzenlemesini hayata geçirdik. Ana muhalefetin Anayasa Mahkemesi'ne götürerek iptal ettirdiği toplu sözleşme ikramiyesi için yeni bir düzenleme yaparak bu ikramiyenin sendika üyesi tüm kamu görevlilerimize ödenmesini temin ettik. Kısa süre önce, üniversite idari personelinin yer değişikliği çalışmasını başarıyla tamamlayarak yürürlüğe aldık.
Kamuda sendika bilincini yaygınlaştırdık.