24 HAZİRAN SEÇİMLERİ (1)
Reklam
Dr. Mustafa Naci Yalçınkaya

Dr. Mustafa Naci Yalçınkaya

Köşe Yazısı

24 HAZİRAN SEÇİMLERİ (1)

02 Temmuz 2018 - 19:58

SÜRECİN İLK TAŞLARI NASIL DÖŞENDİ?

Binlerce yıllık tarihe sahip olan bir millet olarak 1923 de geçtiğimiz Cumhuriyet rejimi günümüze kadar bir çok SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİNE gitti. En önemli kilometre taşlarından birini de 24 Haziranda  yaşadık.Bunlar;1946 çok partili dönem,1960 ihtilali ile vesayet odaklarının kurumsallaşması, 12 Eylül 1980 ihtilali ile de demokrasi elbisesinin deli gömleğine dönüşmesi,28 Şubat post modern darbe,e-muhtıra gibi bir çok irili ufaklı kilometre taşları idi. 24 Haziran 2018 de Cumhuriyet rejiminde SİSTEM değişikliğine giderek PARLAMENTER HÜKÜMETİ  sistemden CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMETİ  sistemine resmen-hukuken ve fiilen geçmiş olduk. 24 Haziranda Seçim sonuçları kadar seçime giren partilerin hedefleri ve bu hedefler için yapılan İTTİFAKLAR da önem arz etti. Bu sebeplerledir ki 24 HAZİRAN’ı değerlendirmek için seçim öncesi ve sonrası olmak üzere çok farklı bakış açılarını incelemek gerekir.

24 Haziran seçimini değerlendirmeden önce 24 Haziran’a nasıl gelindiğine bakmak gerekir. Bu bakışın temelini de 1923’den 2018’e kadar CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNİ incelemek oluşturur. Bu husus ayrı bir makale konusu olmakla birlikte kısaca  özetleyecek olursak;

*Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 1923 den 1938’e kadar TBMM de oturuma katılanların oy birliği ile seçilmesi.

*İsmet İnönü’nün 11 Kasım 1938 de yine oturuma katılanların oy birliği ile seçilmesi

*1950 ve 1960 arası Atatürk’ün son Başbakanı olan Celal BAYAR’ın ilk turlarda seçilmesi.

*Atatürk,İnönü ve Bayar’ın  Cumhurbaşkanlıkları döneminde  aynı zamanda yürütmenin başı olarak (Başbakanları atama yetkisi Cumhurbaşkanında olup Cumhurbaşkanları partili olarak seçimlere katılıyorlardı) seçilmeleri.  

*1960 ihtilali sonrası T.S.K. vesayetinin çok yoğun bir şekilde yaşandığı dönemler olup Cemal Gürsel, Cevdet Sunay,Fahri Korutürk ile sivil Cumhurbaşkanı seçimlerinin önlendiği dönem. Celal BAYAR gibi sivil ve CAHİL(!) birinin(ki Atatürk’ün son Başbakanı idi) bir daha seçilmesini önlemek amacıyla Anayasa Maddesi ile Cumhurbaşkanının seçilme şartlarına Yüksek Öğrenim şartı konmuş.

*12 Eylül öncesi ihtilal gerekçelerinden olan TBMM nin Cumhurbaşkanını seçememesi çözülmek istenmiş ve 12 Eylül ANAYASASINA 3.cü turda salt çoğunluk yeterliliği konmuş. Kenan Evren, Anayasa oylamasında geçici ek madde koydurarak dolaylı olarak milletin seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olmuş. 3.cü turda salt çoğunluğun yeterliliği Turgut ÖZAL, Süleyman DEMİREL ve Ahmet Necdet SEZER’in CUMHURBAŞKANI seçimlerinin TBMM de sorunsuz geçmesini sağladı.

29 Ekim 1923’de geçtiğimiz Cumhuriyet rejiminde 1950 ye kadar tek partili ve partili Cumhurbaşkanının yürütmenin başı olarak çalışan bir PARLAMENTER SİSTEM yaşadık.

1950-1960 arası ise çok partili ve yine partili Cumhurbaşkanının yürütmenin başı olduğu bir PARLAMENTER SİSTEM yaşadık.

1960 da ise ANAYASA’da yetkilerinin kısıtlandığı, varsa partisi ile ilişkisi kesilen tarafsız bir Cumhurbaşkanı tanımlanmış. Buna rağmen Cemal Gürsel,Cevdet Sunay ve Fahri Korutürk’ün seçimlerinde T.S.K.nin kurumsal vesayeti nedeniyle SİVİL BİR Cumhurbaşkanı seçilmesi engellenmiş oldu.

T.B.M.M. de 3.cü tur salt çoğunluk yasası ile gerçek manada ilk SİVİL Cumhurbaşkanı olarak Turgut ÖZAL seçilmiş oldu. Sivilleşme ,Demirel ve Sezer ile devam etti. Ahmet Necdet Sezer’in 2007 de görev süresinin bitmesi ve yeni Cumhurbaşkanının seçim süreci Genelkurmay Başkanlığının 27 Nisan e-muhtıra darbesi ile kesintiye uğradı.

Recep Tayyip Erdoğan Hükümeti, Cumhuriyet tarihinde hiç görülmemiş bir şeyi yaptı. “Şapkasını alıp gitmeyerek”  e-muhtıraya karşı “diklenmeden dik durarak” demokrasinin gereğini yerine getirdi. Devamında erken seçim kararı aldı.22 Temmuz 2007 de yapılan erken seçimlerde AK PARTİ %46 oy ve 341 Milletvekili kazandı. Seçim sonrası yapılan ANAYASA değişikliği ve 21 Ekim 2007 deki referandum ile Cumhurbaşkanının seçimi yetkisi ,TBMM den alınarak MİLLETİN direk oylarına bırakıldı. Artık TBMM de vekillerin seçmediği ve milletin direk seçerek sorumluluğu millete karşı olan bir CUMHURBAŞKANI olacağı kesinleşti.22 Temmuz 2007 erken seçimi sonrası ilk iş olarak yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde AK PARTİ’nin adayı olan Abdullah GÜL seçilmiş oldu. Halbuki  ;eşi başörtülü birinin Cumhurbaşkanı olmaması için  Özde değil Sözde demokrasi diyerek uğruna e-muhtıra veren Genelkurmay ve CHP zihniyetinin ürünü olarak  uydurulan 367 garabetine onay veren bir ANAYASA MAHKEMESİ. Bütün bu uğraşlar işe yaramadı. Milletin iradesi tecelli etti.

Bununla birlikte bir şey daha oldu.Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar CUMHURBAŞKANLIĞI seçimleri değişik gerekçelerle  hep sorunlu oluyordu. 2007 de eşi başörtülü birinin (Abdullah GÜL) seçilmesini engellemek için yapılan  e-muhtıra ve 367 garabeti , 24 Haziran 2018 seçimlerine giden yolun İLK TAŞLARINI döşemiş oldu.

 

YORUMLAR